Okurlarla hasbihale devam
Bir KARAR okuru, internet sitemizde cumartesi günkü yazımın altına şu yorumu yazdı: “Kiliselerin saldırıya uğramasında nerede olduğunuzu açıklamak yerine El Kaide türevlerinin cumalarda camileri bombalamasında...
Bir KARAR okuru, internet sitemizde cumartesi günkü yazımın altına şu yorumu yazdı: “Kiliselerin saldırıya uğramasında nerede olduğunuzu açıklamak yerine El Kaide türevlerinin cumalarda camileri bombalamasında nerede olduğunuzu açıklamalısınız. Malum, her hafta radikal İslamcılar tarafından dünyanın bir köşesinde bir cuma namazı kanla bitiriliyor. Bunları hiç yazmayıp Yeni Zelanda’daki olayın üstüne abandınız. Tuhaf bir çelişki vesselam. ” Aleykümselam kardeş. “Bunları hiç yazmayıp…” diye kestirip atacağınıza “Bunları hiç yazdınız mı?” diye sormanız daha münasip olurdu. Sorduğunuzu varsayıyor ve cevap veriyorum: Tabii ki yazdım. Bilhassa Irak’taki mezhep savaşıyla alakalı birçok yazımda önemle üzerinde durduğum bir vahşet bu. Meselâ, Milli Gazete’de yayımlanan “La Şiiyye, La Sunniyye…” başlıklı yazımda (2005): “Lâ Şiiyye Lâ Sunniyye, Vahde Vahde İslamiyye (Ne Şii Ne Sünni, Yaşasın İslam Birliği) sloganıyla başlayan direnişin bir Şii-Sünni çatışmasına dönüşmeye başlaması, fitne ehlinin işbaşında olduğunu ve maalesef ‘iyi iş’ çıkardığını göstermiyor mu?. .