Şükür, şükür, şükür
Eskiden her sene muayyen bir zamanda şöyle bir haber geçerdi ajanslar: “ABD Kongresi, askerî dış yardım tasarısını onayladı. Mısır’a 950 milyon, Türkiye’ye 750 milyon, Yunanistan’a 350 milyon dolar...
Eskiden her sene muayyen bir zamanda şöyle bir haber geçerdi ajanslar: “ABD Kongresi, askerî dış yardım tasarısını onayladı. Mısır’a 950 milyon, Türkiye’ye 750 milyon, Yunanistan’a 350 milyon dolar askerî yardımda bulunulacak.”
Yardıma muhtaç durumda olduğumuza üzülmek şöyle dursun, Yunanistan’ın neredeyse iki misli kadar yardım alacağımız için utanç verici bir gurur duyardık bu haberi okuyunca.
En büyük düşmanımızın hadi “muarızımızın” diyelim Yunanistan olduğu zokasını yuttuktan sonra o utanç verici gururu duymamız işten bile olmuyordu. Küçük düşünüyor ve Yunanistan’a nanik yapabilmenin verdiği mutlulukla yetiniyorduk işte. Düşman veya muarız, hasım veya rakip tasavvuru Yunanistan’ın ötesine geçemeyen bir Türkiye, ne kadar büyük düşünebilirdi ki?