Vebal
Geçen sene haziran ayında ‘İslamcı’ kimlikleriyle maruf bir grup aktivist tarafından dernek olarak kurulan İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK), kuruluş beyannamesinde, hiçbir ayrım yapmadan bütün mazlumlara sahip...
Geçen sene haziran ayında ‘İslamcı’ kimlikleriyle maruf bir grup aktivist tarafından dernek olarak kurulan İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK), kuruluş beyannamesinde, hiçbir ayrım yapmadan bütün mazlumlara sahip çıkmayı taahhüt etmişti. Bu sözünü tutuyor. Cihat Gökdemir başkanlığındaki derneğin altı aylık geçmişine baktığımızda, idam cezasına çarptırılan Mısırlı İslamî hareket mensuplarıyla dayanışmayı gördüğümüz gibi, Şemdinli’nin Şapatan (Altınsu) köyündeki toplu işkenceye tepkiyi ve Büyükada Davası sanıklarına hürriyet talebini de görüyoruz. İnsan haklarıyla ilgili meselelere ‘objektif’ bakışı, İHAK’ın 28 Şubat mağdurlarıyla ilgili bildirisini daha bir kıymetli kılıyor. Basında parça parça yer alan bu bildirinin tam metnini aşağıda dikkatinize sunuyorum. Önemli. *** BRİFİNG YARGISI VE FETÖ YARGISININ VERDİĞİ MAHKUMİYET KARARLARI YA HÜKÜMSÜZ SAYILMALI YA YENİDEN YARGILAMA YAPILMALI YA DA CEZA İNDİRİMİ UYGULANMALIDIR 28 Şubat süreci olarak bilinen ve “Post Modern Darbe” olarak adlandırılan olağanüstü dönemde, askerî vesayetin brifingleriyle beslenen “BRİFİNG YARGISI”na mensup hakim ve savcılar ile, devam eden süreçte Fetullahçı Terör Örgütü’yle (FETÖ) iltisaklı “FETÖ YARGISI”na mensup hakim ve savcıların vermiş olduğu mahkumiyet kararları ya HÜKÜMSÜZ sayılmalı, ya YENİDEN YARGILAMAYA tabi tutulmalı ya da bunlara CEZA İNDİRİMİ uygulanmalıdır. Yargı mensuplarının tamamen dışarıdan müdahalelerle motive edildiği ve baskı aracı olarak kullanıldığu bu yargılama dönemlerinde, bu yapılanmalara mensup Emniyet mensuplarının da sahte deliller ürettikleri artık bilinen bir gerçektir. Oluşturulan bu sahte delillerle birçok kişi hukuka aykırı olarak aylarca gözaltında tutulmuş, gözaltındayken kaba dayak, elektrik verme, poşetle boğmaya teşebbüs, askıya alma, kendi mezarını kazdırma, taciz, aileleri karakola veya emniyete çağırarak tehdit vb. fiziki ve psikolojik işkenceye maruz bırakılmış, Emniyet mensuplarınca yazılan sahte ifadelere imza atmaya zorlanmış, uydurulan sahte örgüt isimlerine üye olduklarını kabule zorlanmışlardır.