Hâlâ anlaşma şansımız var
Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların daima diyalog yoluyla çözülmesinden yana oldum. Bu görüşümü hâlâ koruyorum. Pek çok alanda işbirliği potansiyeli bulunan iki komşu ülkenin...
Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların daima diyalog yoluyla çözülmesinden yana oldum. Bu görüşümü hâlâ koruyorum. Pek çok alanda işbirliği potansiyeli bulunan iki komşu ülkenin çatışma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. Tarih boyunca anlaşmazlık konusu olan çok başlık oldu fakat son dönemde tırmanan Doğu Akdeniz meselesi, çok taraflı bir boyut kazanmış durumda. Sorunun uluslararası niteliğe bürünmesi Yunanistan’ın arzu ettiği bir şey.
Atina, bu durumu Türkiye’nin açık askeri üstünlüğüne karşı bir denge unsuru olarak görüyor. Nitekim İsrail’den Doğu Akdeniz’deki ihtilaflar konusunda Yunanistan’a tam destek geldi. İsrail Dışişleri’nden dün yapılan açıklamada “İsrail Yunanistan’a, deniz alanları ve münhasır ekonomik bölgesini sınırlandırma hakkı konusunda tam destek ve dayanışmasını ifade eder” denildi.
Yunanistan kısa süre önce de Mısır ile deniz yetki alanları anlaşması (EEZ) imzalamıştı. Atina böylece Akdeniz’in iki önemli ülkesi Mısır ve İsrail’i Türkiye’ye karşı ittifaka dahil etmiş oldu. Gerekçe ve motivasyonları arasında farklılıklar bulunsa da Türkiye karşısında şöyle bir cephe oluştu: Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi, Mısır, İsrail, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri.
Bu cepheye katılma ihtimali olan başka ülkeler de var. Rusya, dengeleri gözeten ancak Kıbrıs’tan Libya’ya kadar uzanan coğrafyada Türk tezlerine daha uzak bir ülke. ABD seçim atmosferinde ve kasıma kadar majör bir adım atma ihtimali zayıf. Ancak kasım seçiminin sonuçlarına göre Washington ile hayli ağır bir ajanda karşımıza çıkabilir. Sosyal medyada ise Yunanistan, İsrail ve Mısır’dan bireysel kullanıcıların Türkiye’ye karşı yoğun dayanışmasını görüyorum.
Özellikle Mısır’da ileri seviyede nefret birikmiş. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan tarafından fonlanan troller de bunlara destek veriyor. Ben uzun süredir Türkiye ile İsrail’in normalleşme adımları atması gerektiğini yazıyordum. Bu konuda her iki tarafın da kabul edebileceği bir girişimde bulunulabilseydi, Yunan-İsrail yakınlaşmasına set çekilebilirdi.
Her şey bitmiş değil ancak belli ki İsrail hükümeti Türkiye ile biriken negatif enerjinin etkisinde pozisyon belirlemeye devam edecek. Mısır’la da benzer bir durum söz konusu. Türkiye, Mısır’daki darbeye, insan hakları ihlallerine en sert çıkan ve tutumunu değiştirmeyen tek ülke olduğu için Kahire yönetimi de adeta intikam duygusuyla hareket ediyor.