Köktürklerden Osmanlıya ecel şerbeti
Fatih’in ölümü hakkında Âşıkpaşazâde’de yazılanları gördük. Peki, Fatih’e çağdaş veya yakın çağdaş olan diğer Osmanlı kaynakları ne diyor? Baştan...
Fatih’in ölümü hakkında Âşıkpaşazâde’de yazılanları gördük. Peki, Fatih’e çağdaş veya yakın çağdaş olan diğer Osmanlı kaynakları ne diyor? Baştan belirteyim ki bu kaynakların tarafgir olmak gibi bir durumları vardır. Çoğu Bayezid döneminde yazılmış, Bayezid döneminde yazılmayanları da artık “resmî tarih görüşü” hâline gelen çizgiyi benimsemiş olan Osmanlı anlatısal kaynakları kesinlikle Bayezid tarafındadır. Dolayısıyla, Fatih gerçekten bir zehirlenme sonucu öldüyse ve hele bu zehirlenme Babinger’in ileri sürdüğü gibi Bayezid’den kaynaklanıyor idiyse bu kaynakların, Bayezid’i suçlamak bir yana dursun, bu konuyu yazmalarını bile belki de hiç beklememeliyiz. Öte yandan, elimizdeki kaynaklar bunlar ve her kaynağa olduğu gibi bunlara da eleştirel bir şekilde bakmaktan belki satır arasında bir şey söylemişlerdir düşüncesiyle yakın veya derinlemesine okuma yapmaktan başka bir çaremiz yok. Önce, Kitab-ı Cihânnümâ adındaki eserini Âşıkpaşazâde’nin kroniğini görerek kaleme alan Neşrî’ye bakalım. Fatih’in son seferinde orduda bulunan Neşrî’nin, Franz Taeschner tarafından neşri yapılan ve Türkiye’de de Sayın Necdet Öztürk tarafından yayına hazırlanan Menzel nüshası, Fatih’in ölümünden sonraki hadiseleri Neşrî’nin şahsen yaşadıklarıyla birlikte verdiği için konumuz açısından daha önemlidir. Görebildiğim kadarıyla Fatih’in müzmin hastalığının adını nikris olarak veren ilk tarihçi Neşrî’dir. “Nikrîs zahmeti olmağın etıbbaya gayet itibar ederdi. Hatta Hekim Yakub’u ol cihetden vezir edinmişti” diyor.