Deplasman demeyin
ÜMİT Hoca’nın Gençlerbirliği’ne ikinci dönüşünden sonra, takımın savunmadaki toparlanışı ve dirençli oyunu en dikkat çeken tarafıydı. Gençler’in toparlanan savunması...
ÜMİT Hoca’nın Gençlerbirliği’ne ikinci dönüşünden sonra, takımın savunmadaki toparlanışı ve dirençli oyunu en dikkat çeken tarafıydı.
Gençler’in toparlanan savunması, Galatasaray’ın deplasman sıkıntısına eklenince maçın zor geçeceğini öngörmek zor değildi. Galatasaray, benzer sıkıntıları yaşayabileceği maçları ya erken golle ya da öne geçen taraf olarak çözdü.
ŞEHiR SAVUNMASI GiBi!
Ümit Hoca’nın Galatasaray’a karşı önce ve sadece savunmayı düşünmesi doğaldı. Çünkü, kafa kafaya oynamaya çalışsa biliyor ki daha yarım saatte biterdi iş. İlk yarıda ciddi ve sıkı savunma ile Galatasaray’ın önemli ayaklarını bir bir eritti orta saha potasında. Bunu da Galatasaray’ın bir deplasmanda oynadığı en baskılı ilk yarı oyununa rağmen başardı.
Kenarda Mariano ve Nagatomo’nun çıkışını engellerken, Feghouli ve Rodrigues’e de alan bıraktırmadı. Kenardan oynamak isteyen G.Saray’ı orta sahanın kalabalık ve boğucu ortamına çekerek tuzağa düşürdü. G.Saray maçın büyük bölümünde tek kale oynadı. İstatistiklere ciddi katkısı olacak kadar pas yaptı. G.Birliği zaten bunu kabul ederek başladı ve oynadı. Ama sadece pasla olmuyor. Adam geçmiyorsan, şut atmıyorsan, ceza alanına top indiremiyorsan antrenman maçına döner iş ve büyük yara alırsın.
BELHANDA?
Bu maçlar benim için yetenekli oyuncuların sınavıdır. Sorumluluk alma, kaliteni gösterme ve oynadığın bölgenin hakkını verme zamanıdır. Sneijder bu tarz rakiplere karşı çok maç oynadı ve farkını ortaya koydu. Belhanda, takımın zorlandığı bir maçta sıradan orta saha oyuncusu gibiydi. Ne etkili bir şut, ne ceza alanına yakın yerlerde adam eksiltme, ne de pozisyon hazırlayacak iyi paslar.