Varlık içinde yokluk
SEZONUN ilk resmi maçı, Galatasaray adına yeni sezonun nasıl geçeceğine dair mesajlar vermesi açısından önemliydi. Süper Kupa maçı, müzeye bir kupa, tarihe de bir not düşme anlamında değerliydi ama...
SEZONUN ilk resmi maçı, Galatasaray adına yeni sezonun nasıl geçeceğine dair mesajlar vermesi açısından önemliydi.
Süper Kupa maçı, müzeye bir kupa, tarihe de bir not düşme anlamında değerliydi ama Galatasaraylı futbolcular için geçen sezon yarı finalde elenmenin acısını çıkarma fırsatıydı. Ama o havayı hiç göremedik.
Maç başlamadan iyi olmayan iki şeyden biri saha zemini, diğeri taraftar ilgisinin az olmasıydı. Zemin dışarıdan bile kötü gözüküyorsa siz anlayın saha içindeki sıkıntıyı. Zeminin, oyunun temposundan seyir zevkine kadar ciddi etkileri oldu.
Galatasaray savunmasının durumu hiç iyi değil. Lig için sonradan toparlanmak yeterli olur ama konu Şampiyonlar Ligi olunca toparlanmak da yetmez. Sadece Manu’nun yaptığı koşuların ortaya çıkardığı sonuçlara bakınca taraftarın endişeli olması normal.
İyi olan ve iyi durumda olanlar da vardı. Rodrigues kaldığı yerden devam ediyor ve Şampiyonlar Ligi havasına şimdiden girmiş. Donk formayı vermek istemediğini, mücadelesi ve agresifliği ile gösteriyor. Nagatomo standart ve sorunsuz çalışmaya, teklemeden işini yapmaya devam ediyor. Muslera her şeye rağmen varlığı ile güven veriyor.
Gomis, yanına Eren gelene kadar etkisiz, istesiz ve yalnızdı. Tek forvet olarak bu sene beklentiler daha fazla ve her iki kulvarı taşıyabilmesi çok zor. Zaman zaman dinlendirilmesi gerekecektir.
ERKEN UYARI