Ah seçimler, ah!
Demokrasi kuramı açısından baktığımızda seçimler belki her şey demek değil, çoğulculuğu garanti etmek için daha birçok başka süreç var; ayrıca seçimlerde rekabeti sağlamak...
Demokrasi kuramı açısından baktığımızda seçimler belki her şey demek değil, çoğulculuğu garanti etmek için daha birçok başka süreç var; ayrıca seçimlerde rekabeti sağlamak için yapılması gerekenler var. Yani seçim deyince her şey bitmiyor!
Bitmiyor, lakin... Yine de seçim çok çok çok önemli demokrasilerde. Hele seçime bir fikir, ülkeyi iliklerine kadar ilgilendiren bir harekete vücut veren devrimci nitelikte bir fikir çerçevesinde örgütlenerek değil de “Onlar değil de biz kazanalım” gibi gevşek bir tutum çevresinde “Gemisini kurtaran kaptan!” ideolojisinden başka bir kaygısı olmayan insanların girdiği seçimlerde kazanmak tek ölçü. Kazanmak için her şey mubah.
O kadar ki iki hafta önce 20’den fazla Avrupalı lideri kendi tabirinle “atlatıp”, yanından ayrılmadığın bir liderin ülkesine, iki bakanına yaptırım uygulama kararı almak bile, mubah. Evet, bu bakanları dikkatle seçip, onlara ve ülkeye fazla (hatta hiç) zarar vermeyecek bir hassasiyet gösterebilirsin ama yine de bu ülkenin ulusal kültürü, böyle ambargo, yaptırım, tedbir uygulamak gibi kabadayılıklara geçit vermeyecek bir birikim içerebilir ve ne kadar dikkatle de seçsen, bu ülkedeki Amerikan aleyhtarlığına tavan yaptırtabilirsin.