Çin Denizi’nde işler sakin değil
Diyeceksiniz ki “Biz Ege, Karadeniz’e, Akdeniz’e yoğunlaştık. Çin Denizi ile çok ilgilenmiyoruz.” Haklısınız. Sahilimize yüzme mesafesindeki adalara, sağduyusu hakkında 1919’dan beri ciddi...
Diyeceksiniz ki “Biz Ege, Karadeniz’e, Akdeniz’e yoğunlaştık. Çin Denizi ile çok ilgilenmiyoruz.” Haklısınız. Sahilimize yüzme mesafesindeki adalara, sağduyusu hakkında 1919’dan beri ciddi şüphelerimiz bulunan komşumuz tarafından tanklar, toplar, roketler yığılırken Çin Denizi ilgi alanımıza giremez. Ama bir ABD-Çin savaşına sahne olacak olursa, bu denizin alevleri, Akdeniz’i de Karadeniz’i de yakabilir… Çünkü Çin’in “çıkar ortaklığı” sebebiyle müttefiki konumundaki Rusya’yı nötralize etmek ve dikkatini Akdeniz ve Karadeniz’e çekmeyi gerektirir.Geçen hafta aralarında ABD eski savunma bakan yardımcısı Joseph S. Nye’ın da bulunduğu bazı uzmanların Çin Denizi’ndeki ısınma ihtimalinden söz eden yazılar yayımlamaları, bu uzak denizle ilgilenmeyi gerektiriyor.Hatırlarsanız, ABD Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi, geçen Ağustos’ta Tayvan adasına gitti ve ev sahibi ülkeden -Pekin’in hiç hoşlanmadığı ismiyle- “Çin Cumhuriyeti” diye söz etti. Pekin’e göre, sadece bir Çin var; o da Çin Halk Cumhuriyeti. Tayvan’dan “Çin Cumhuriyeti” diye söz edilmesi, Mao ve Nixon tarafından yapılan anlaşmayla yürürlüğe giren, Amerika’nın “Tek Çin” siyasetinin ihlali anlamına geliyor. Pekin bu gezide...