Deprem ülkesi olmanın gereği nedir?
Kendimi, ailesinin bir üyesi yıkıntıların altında kalmış, enkaz başında bekleyen bir kişinin yerine koymaya çalışıyorum ve “O anda ne hissederdim?” diye soruyorum. Sevdiklerimin hemen, ama hemen...
Kendimi, ailesinin bir üyesi yıkıntıların altında kalmış, enkaz başında bekleyen bir kişinin yerine koymaya çalışıyorum ve “O anda ne hissederdim?” diye soruyorum. Sevdiklerimin hemen, ama hemen kurtarılmasını isterdim. Ne “Bu millet büyüktür; bunun altından da kalkar!” diye düşünürdüm ne yetkililerin “Tamam, organize olduk; yardım geliyor!” açıklamalarını duyardım. İstediğim tek şey, üst üste yığılmış, yufka öbeği haline gelmiş binanın koca kolanlarının, devasa duvarlarının, tavanlarının, tabanlarının kaldırılmasını sağlayacak bir iş makinesi ve yüzlerce kişi olurdu.“Deprem ülkesiyiz” ifadesinin sonucu nedir? Jeoloji (yer bilimi) ister “kesin bilim” sayılsın ister astronomi, fosillerle uğraşan paleontoloji, biyoloji, arkeoloji gibi “tarihsel bilim” sayılsın, pazar gecesinden sonra aile üyelerinin yıkıntıların altından kurtarılmasını bekleyen on binlerce kişi için, “deprem ülkesi” olmanın tek sonucu vardı; arama ve kurtarma çalışmalarının hemen, ama hemen başlaması. Dokuz fakültede, dört yıllık lisans eğitiminden sonra her yıl 1250 jeolog mezun eden 500’e yakın bilim insanı, kendi derneklerinin yayın organındaki bir makalenin başlığını ödünç alarak söylersek, “İşsizliğe mezun...