İran’ın atom bombası fikrini Putin de sevmez
Uluslararası diplomasi haftaya iki yıllık aradan sonra canlanan Astana Süreci’nin ilk zirvesiyle başladı. Resmi açıklamalara, liderlerin konuşmalarına ve ortak bildiriye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet...
Uluslararası diplomasi haftaya iki yıllık aradan sonra canlanan Astana Süreci’nin ilk zirvesiyle başladı. Resmi açıklamalara, liderlerin konuşmalarına ve ortak bildiriye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Reisi ile “Suriye’nin uluslararası terörizmin yatağı olmaktan tamamen ve temelli kurtarılması ve çatışmalar bittikten sonra insani sorunların çözümü, ülkenin yeniden inşası konusu” ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da hem zirvede hem de ikili toplantılarda Suriye meselesine ağırlık vereceği ifade edilmişti. Bu arada ülkelerin arasında ikili birçok anlaşma imzalandı.Ancak, uluslararası gündem, İran söz konusu olduğunda Suriye’nin güvenliği veya güvensizliği veya ikili ekonomik ve ticari anlaşmalarla sınırlı olamıyor; çünkü ortada koca bir “İran’ın nükleer tutkusu” meselesi var. Bu “tutku” İran’ın 20 yıldan beri enerjiyle sınırlı olduğunu açıklamasına rağmen, biliniyor ki bu kadarla kalmıyor. Nitekim, Tahran zirvesinden bir gün önce, İran’ın Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı ve Ayetullah Ali Hamaney’in danışmanı (eski dışişleri bakanı) Kemal Harrazi, ülkesinin nükleer silah üretmek için gerekli teknik kapasiteye sahip olduğunu...