NATO mu, Şanghay mı?
Bugün, Demokrasi ve Millî Birlik Günü. Kanlı ihanet teşebbüsünün üzerinden 2.920 gün geçti; ama 251 şehit ve 2.196 gazinin acısı hala çok taze.Bir “dinsel kült” veya “cemaat-tarikat,”...
Bugün, Demokrasi ve Millî Birlik Günü. Kanlı ihanet teşebbüsünün üzerinden 2.920 gün geçti; ama 251 şehit ve 2.196 gazinin acısı hala çok taze.Bir “dinsel kült” veya “cemaat-tarikat,” kurduğu paralel devlet yapısının, artık aslının yerini almasının zamanının geldiğine karar verip silahlı kuvvetlerden devşirebildiği kadar askeri şahısla harekete mi geçti?
TSK, onları alet ederek, durumdan vazife mi çıkarttı? Yoksa başka birileri, özellikle şimdi FETÖ dediğimiz terör örgütünü, “Radikal İslam” akımlarından rol çalarak, İslam’a yönelimi kendi güdümündeki yapılara aktarmak isteyerek kuran dış mihrak, “Erdoğan’ı devirme” fikrini hayata geçirmeye karar mı verdi?NATO, üyelerini – Sovyet yanlısı partilerin eline geçmesi halinde – kurtarmak için gizli Gladio örgütünü kurmuş bir ittifak, ABD ise, ülkelerde hükumetleri devirip yerine cuntalar kurma alışkanlığında bir ülke.
Bu faktörler, 15 Temmuz’un geleneksel veya post-modern bir darbe teşebbüsü değil, siyasal liderlere suikastlar yaparak, ülkeyi kısa bir kaosa sürükleyip, bu arada kurulacak “sürgünde hükumet” vasıtasıyla NATO’yu, anlaşmanın 5. maddesi çerçevesinde müdahaleye çağırma senaryosuna da güç veriyor.