Peki ya sonrası?
Gazze önüne dizilen Amerikan, İngiliz, Fransız (ve Yunan!) filolarıyla Filistinlilerin insan hakları ayaklar altına alınıyor; amansız bir terör örgütünden farksız davranış içine giren İsrail...
Gazze önüne dizilen Amerikan, İngiliz, Fransız (ve Yunan!) filolarıyla Filistinlilerin insan hakları ayaklar altına alınıyor; amansız bir terör örgütünden farksız davranış içine giren İsrail hükumeti “Sorumluları cezalandırmak için halkın, tankların önünden çekilmesi gerekiyor” gibi bir gerekçeyle bir milyondan fazla insanı zorunlu göçe tabi tutuyor. İsrail’in siyonizmin eline düştüğü günden bu yana güvenlik, intikam, tedbir gerekçesiyle yaptığı insan hakları ihlallerinin ABD ve AB tarafından meşru hak gibi karşılanmasının verdiği cesaret, sonunda Gazze’nin ikiye bölünmesine ve birinci adım olarak kuzey yarısının Golan gibi, Batı Şeria’daki 200’e yakın köy gibi ve nihayet Doğu Kudüs gibi İsrail’e ilhak edilmesiyle sonuçlanacak.Gazze önündeki armada, sadece Gazze’ye insani yardım kararı olan Birleşmiş Milletler’i (ve bu arada Mısır, Katar ve Türkiye’yi) engellemekle kalmıyor fakat bütün dünyaya, uygar insanlara meydan okuyor.Ne adına? “Sorumlu teröristleri kovalamak ve cezalandırmak” meşru bir haktır... Türkiye bunu yapıyor, ABD de bunu yapıyor! Ama ne Türkiye’nin operasyon yaptığı Irak ve Suriye’de ne de ABD’nin “terörist” adı altında uyuşturucu tüccarı kovaladığı Meksika’da...