‘Biz DEAŞ’ı desteklemedik’ derken...
Önce Beşiktaş, ardından Kayseri’deki PKK saldırısı, sonra Rus Büyükelçi’ye FETÖ suikastı, hemen peşinden DEAŞ’ın El Bab’da 16 askerimizin ölümüyle sonuçlanan terör...
Önce Beşiktaş, ardından Kayseri’deki PKK saldırısı, sonra Rus Büyükelçi’ye FETÖ suikastı, hemen peşinden DEAŞ’ın El Bab’da 16 askerimizin ölümüyle sonuçlanan terör eylemi...
15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra, üst üste gelmesi sebebiyle terör tehdidinin en üst seviyeye çıktığı bir ayı geride bırakıyoruz, aynı zamanda 2016’yı.
Türkiye, istihbarat örgütlerince kullanılan eylem kapasitesi büyük tüm terör örgütlerinin aynı anda hedefinde olan bir ülke diyoruz ya hani, 2016’da bu resim çok daha netleşti. Terör örgütü yandaşlarının sevinçte ortak olduklarını gördük. FETÖ’cüsü de DEAŞ’lısı da PKK’lısı da Türkiye’nin canı yanınca beraber mutlu oldu.
Bu ortaklığı görmek Türkiye’nin mukavemetini ve kararlılığını artırıyor, öfkesini kabartıyor. Suriye’nin, Türkiye’nin içine çekilmeye çalışıldığı bir tuzak olduğu artık daha net anlaşılıyor. Türkiye, atması gereken adımları atıyor, Suriye’deki savaşın Türkiye için yüksek bir güvenlik tehdidine dönüştüğü vasatı ortadan kaldırmak için hem askeri müdahalede bulunuyor hem de bölgesel aktörleri sorunun siyasi çözümü için ortak çabaya davet ediyor.