Laiklik mi laikçilik mi yoksa hiçbiri mi?

Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın önceki gün bir konferansta laiklik üzerine söylediklerinin yeni anayasa sürecini etkilemesi muhtemel. Fakat istenirse bu viraj alınabilir, siyasiler yeni anayasa sürecini bu tartışmanın...

Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın önceki gün bir konferansta laiklik üzerine söylediklerinin yeni anayasa sürecini etkilemesi muhtemel. Fakat istenirse bu viraj alınabilir, siyasiler yeni anayasa sürecini bu tartışmanın gölgesinden kurtarabilir. Nitekim Mustafa Şentop’un dün yaptığı açıklama laiklik tartışmasının yeni anayasa çalışmasını zehirlemesine müsaade edilmeyeceğini gösteriyor.

Peki öyleyse burada konuşulmaya değer bir şey yok mu? Sessizce dağılalım mı?

Bilakis, konuşulması gereken önemli hususlar var. Türkiye’yi bir asırdır cendereye sokup insanlara hayatı dar eden ve nihayet seyreltmeyi başardığımız laikçi pratiklerin yeniden üretilmesine ve bunca itibar kaybetmişken meşrulaşmasına zemin oluşturulmamalı.

Dindarlığı, İslamcılığı, İmam Hatipli oluşu sapıklıkla, katillikle, hırsızlıkla, tecavüzcülükle ananların laikliği temsil ettiği, laikçiliğin şahikası olarak görüldüğü, bu adamların üstüne üstlük bir de gazeteci, ressam, yönetmen unvanlarıyla entelektüel kamunun temsilcisi sayıldığı bir Türkiye’de yaşıyoruz hala. Bu bataklığı uzaktan seyretmek keyifli olabilir ama iş o ki bataklığı ıslah etmeye çalışalım. Yapamıyorsak da oradan üstümüze çamur sıçramasına engel olalım. Alabildiğine uzak duralım o bataklıktan.

***

Yaşam tarzı laikçilerinin dine, dini eğitim veren kurumlara, o kurumlar üzerinden Müslümanlara sövmesi dışında meselenin bir başka yüzü daha var…

Anayasa’daki laiklik maddesine dayandırılarak iptal edilen yasaları, “411 el kaosa kalktı” manşetlerini, “laiklik karşıtı odak olma” gerekçesiyle az kalsın AK Parti’nin kapatılacak oluşunu, öncülü partilerin laiklik karşıtlığı gerekçesiyle kapatıldığını, Türkçe ezandan Kur’an kurslarının yasaklanmasına kadar pek çok istibdat uygulamasının yine aynı ilkeye dayandırıldığını hatırlayalım. Yani “laiklik gidiyor dindar anayasa geliyor, Ak Parti ağzındaki baklayı çıkardı” nümayişinin toplumdaki alıcısı o nümayişi yapanlarla sınırlı, çünkü toplumun kahir ekseriyeti laiklik mağduru.

Ama söz konusu kavramın tepemizde bir kılıç gibi sallandırıldığı yılların kötü hatırası sapla samanı karıştırmamıza da sebep olmamalı. Meclis Başkanı’nın haklı itirazı “İslam devleti” tartışmasına taşındığında işin rengi değişecektir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye'nin seçimine dair; İki tur arası, nefret bombardımanı 27 Mayıs 2023 | 263 Okunma Türkiye'nin seçimine dair; “Ümit Özdağ'da Erdoğan'ın adamıymış” diyeceksiniz 25 Mayıs 2023 | 680 Okunma Türkiye'nin seçimine dair: Sinan Oğan, Kılıçdaroğlu'nu destekleseydi! 23 Mayıs 2023 | 1.671 Okunma Türkiye'nin seçimine dair; CHP nasıl hortumlandı? 21 Mayıs 2023 | 640 Okunma Türkiye'nin seçimine dair; Seçimin belirleyicisi ne oldu? 19 Mayıs 2023 | 219 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar