Obama neden bir Erdoğan olamadı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan Nükleer Güvenlik Zirvesi için Washington’da. Havada izleme imkanı bulduğu Türkiye-Avusturya maçının keyif verici skoruyla indi havalimanına. Konaklayacağı otelin önünde ise...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Nükleer Güvenlik Zirvesi için Washington’da. Havada izleme imkanı bulduğu Türkiye-Avusturya maçının keyif verici skoruyla indi havalimanına. Konaklayacağı otelin önünde ise kalabalık bir gurubun sevgi ve coşkusuyla karşılandı.
Bir iki “altın nesil” parçası da hazırdı tabi.
Kameraman peşinde koşan “üçüncü sınıf şöhret” sendromu artık bunlarınki.
Washington’a yaklaşık bir yıl önce geldiğimde bile Paralel Yapı’nın burayı kendine üs edinmiş olan üyeleriyle ilgili yaygın kanaat, “Bunlar da baydı artık” şeklindeydi.
Kongre üyelerini de, think tank’çileri de, lobicileri de usandırmışlardı. Sosyalleşme sorunu yaşamaya başlamışlardı.
Onlara gösterilen hürmetin sebebi Türkiye’de hükümete yakın tutumlarıydı. Türkiye’deki yöneticilerle ilişkileri üzerinden ABD nezdinde itibar görebiliyorlardı.
Sadece kendi ajandaları olmadığı belli bir darbeye kalkıştılar sonra. Fakat başaramadılar. Sonrasındaki süreç, giderek buradaki varlıklarını da sorunlu hale getirmeye başladı.
ABD ve AB, Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetini karşılayacak bir davranış biçimi geliştirmemiş olsa da şunu net olarak biliyorlar artık; bu yapının Türkiye’de hiçbir itibarı kalmamıştır, devlet nezdinde birinci dereceden ulusal güvenlik meselesi olarak algılanmaktadır.
Bunun anlamı ne?
Bu yapıyla kurulan “iyi” ilişki Türkiye tarafından “dostane olmayan bir tutum” olarak not edilecektir.
Fakat şunu da ilave edelim Türkiye Paralel Yapı’nın ve PKK’nın çektiği tuzağa düşme lüksüne sahip değildir. Dış politikasını bu iki örgütün parantezine hapsedecek değildir.