‘Paralelle mücadelenin paranoyaya dönüşmesi’ meselesi
Paralel Devlet Yapılanması 7 Şubat’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı içeri almaya kalktığında o dönem Başbakan olan Erdoğan kesin talimat vermiş ve gitmeyeceksin demişti. Ekrem...
Paralel Devlet Yapılanması 7 Şubat’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı içeri almaya kalktığında o dönem Başbakan olan Erdoğan kesin talimat vermiş ve gitmeyeceksin demişti. Ekrem Dumanlı’nın da olduğu bir televizyon röportajında “MİT Müsteşarı doğrudan bana bağlı görev yapmaktadır, onun yaptığı görevlerin talimatını ben veriyorum, onu almak isteyenler gelsinler beni alsınlar” şeklinde meydan okuduğunda bunu “hukuk devletinden sapma” ve “Erdoğan’ın paranoyası” şeklinde mütalaa edenler olmuştu.
“Ne var canım suçsuz ise neyden korkuyor, yargı suçlanma değil aynı zamanda aklanma yeridir” diye herkese makul gelebilecek hin laflar ediyorlardı.
17-25 Aralık, elbisesi çok iyi dikilmiş bir kumpas olarak tarihe geçti. Gezi kalkışmasıyla oluşturulan “Ak Parti iyi Erdoğan kötü”, “Erdoğan’ı ver kurtul” alt metni, 17-25 Aralık sürecinde “dönemin başbakanı” şeklinde çıktı karşımıza.
Bütün bunlar hep paranoyaydı işte!
***
AK Parti’yi kuranlardan birisinin de İdris Naim Şahin olduğunu bilince bu “kurucular kutsamasına” pek aklı yatmıyor insanın. Hareketin gençleşmesi, dinamizm ve değişim kabiliyetini koruması için üç dönem kuralını geliştiren de AK Parti’nin kendisiydi, sonra esneten de...
Ayrıca bazı isimlerin görevden alındıklarının peşi hafta demeç vermeye başlaması ve toplumu asıl kutuplaştıranlara tek laf etmeyip kutuplaşmanın müsebbibi olarak Erdoğan’ı işaret edenlerin tespitini iktibas etmesi en azından böylece tespit edilmeyi hak ediyor.