Siz hiç 28 Şubat günlerinde kutuplaşma lafı işittiniz mi?
Sahi, ben hatırlamıyorum. Hatırlayanınız var mı? Başörtülü üniversite öğrencilerinin slogan atmak, ele ele tutuşarak yürümek ya da sessizce okulları önünde nöbet tutmak dışında...
Sahi, ben hatırlamıyorum. Hatırlayanınız var mı? Başörtülü üniversite öğrencilerinin slogan atmak, ele ele tutuşarak yürümek ya da sessizce okulları önünde nöbet tutmak dışında şiddet içermek şöyle dursun taşkınlık dahi yapmadıkları ama yine de polis tarafından coplanmaktan, örtülerinden soyundurulmaktan, gözaltına alınmaktan kurtulamadıkları 28 Şubat’ın karanlık günlerinde “toplumun çok kutuplaştığı, gerildiği” şeklinde bir gündemimiz var mıydı?
Hürriyet gazetesi misal, böyle yayınlar mı yapıyordu yoksa yasağı desteklemek adına elinden geleni ardına mı koymuyordu?
Aydın Doğan’ın yazarlarından, televizyoncularından “başörtüsü yasağı toplumsal barışı tehlikeye atmaktadır, toplum giderek tehlikeli bir kutuplaşma içine çekilmektedir” şeklinde bir yaklaşım ortaya koyan oldu mu?
Başörtülü bir kadın doktorun erkek hastasına bakmadığı yalanı Hürriyet gazetesinin sayfalarını süslüyordu da böbrek hastası Medine Bircan’dan diyaliz tedavisi için başı açık fotoğraf istenmesi tek sütuna haber dahi olmuyordu.
Üç maymunu oynayınca sorunlar buharlaşıyor, böylece kimse kutuplaşmıyordu!
Muktedirlerin keyfini kaçıracak bir toplumsal muhalefet gelişmiyordu, en fazla Amerikan ve İsrail bayrağı yakılan Cuma eylemleri yapılıyordu.