Bir veli yazısı
Birçok veli gibi ben de dünya ülkelerinin salgın sürecinde ne yaptığına bakmaya çalıştım. Ülkemizde bir süre her yer açık ama okullar kapalıydı, üstelik yaz aylarını da değerlendiremedik. Bu düşüncelerimi Selçuk Pehlivanoğlu ile paylaşınca şöyle dedi...
Sabah zorla uyandırma girişimleri, bilgisayarı açıp önüne koymalar, adeta “Ders çalış” yalvarışları, “Kendini geliştir” tavsiyeleri, “Telefonu ya da oyuncağını kaldır, derse odaklan” talimatları...
Diğer yandan bilgisayarsızlık, internetsizlik, çocuk sayısına yetmeyen televizyon... “Aman çocuğum hastalanmasın, ya okulda virüs kaparsa” ile “Eee ama sokağa çıkıyor” ve “İki yıl kaybetti, nasıl toparlayacak, ne olacak bu çocuğun durumu” arasında gidiş gelişler... Çocukları karşımıza oturtup, durumu anlatıp, kendini geliştirmek için neler yapması gerektiğini söylemek, dil dökmek... “Ekran karşısında bu kadar uzun durma”dan, “Ekranın karşısından sakın kalkma”ya geliş. Sahi, ne olacak bu çocukların hali? Telafi edebilecekler mi kaybettiklerini? Türk Eğitim Derneği Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyesi Selçuk Pehlivanoğlu ile bu konuda uzun uzun sohbet ettik. Bir bölümünü sizlerle de paylaşmak istiyorum. Pehlivanoğlu, dünyadaki araştırmalara da dikkati çekerek, önce “Uzaktan eğitim değil, uzaktan öğretim olur. Üstelik uzaktan öğretim de 15 yaş üstü içindir. Bilimsel açıdan böyledir. Akıllı ya da zengin olmakla ilgili değil. Bu beyin gelişimiyle ilgili” dedi.