‘Bizim hikâyemiz’ dediler ve yıllardır çektikleri acıyı anlattılar
Hürriyet yazarı Hande Fırat bu hafta '‘Bizim hikâyemiz’ dediler ve yıllardır çektikleri acıyı anlattılar' başlıklı yazısını kaleme aldı.
“Filistin halkına karşı işgal ve sömürgecilik 7 Ekim’de başlamadı... 105 yıl önce, 30 yılı İngilizlerle, 75 yılı ise Siyonistlerle başladı.”
HAMAS’ın “Bizim Hikâyemiz” başlığı ile yayımladığı “Aksa Tufanı Operasyonu”nu neden yaptıklarını anlatan 16 sayfalık rapor bu vurucu cümleyle başlıyor. Bu cümle tam 105 yıl boyunca toprakların yüzde 98.5’una hakim bir milletin nasıl yerinden edildiğini, küçücük alanlara sıkıştırıldığını, topraklarından ve evlerinden kovulduğunu dünyanın yüzüne çarpıyor. Ana hatlarıyla ne anlatılıyor?
* 105 yıllık süreçte Filistin halkının çektiği baskı, zulüm, adaletsizlik, evinden ve toprağından olma, mülteci kampında yaşamak zorunda kalmak.
* Gazze’nin 17 yıldır uygulanan blokajla, dünyanın en büyük açık hava cezaevine dönüştürülmesi.
* Sadece 2000-2023 tarihleri arasında İsraillerin 11 bin 229 Filistinliyi öldürdüğü, 156 bin 768’ini yaraladığı ve bunların büyük bir bölümünün sivil olduğu.
Tüm dünyanın gözü önünde onlarca yıldır yaşananların özetinde bir başka cümle daha var özellikle Batı medeniyetine hatırlatılan: “Yahudiler Nazi Almanyası’nın etkisine maruz kaldı. Yahudi sorunu özünde bir Avrupa sorunudur. Filistin halkı her zaman zulme karşı durmuştur.”
ATEŞE ATACAK ADIMLAR
Rapora kısa bir ara verip, yukarıdaki cümlenin ne anlama geldiğine bakalım. Özünde Avrupa’nın sorunu bizzat Batı eliyle Ortadoğu’ya taşındı, taşınmakla kalmadı, sadece o bölgeyi değil tüm Ortadoğu’yu ateşe atacak adımlar atıldı. Filistinlilerin acısı ise yıllar boyunca görmezden gelindi.
* ABD 6 Aralık 2017’de Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıdı, karar Amerikan Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınmasıyla sonuçlandı. Dönemin onlarca yıllık Amerikan politikasını alt üst etti. Bu kararın bölgede bir kalkışmayı ateşlemekle kalmayacağı, küresel güvenlik üzerinde de vahim etkisi olabileceği öngörülmüştü.
* Aslında aktörler bu kararın iki devletli çözüm ve bağımsız egemen bir Filistin devleti oyalamasını bile yok edebileceğini öngörüyordu.
* Kısacası uluslararası arenada oynanan kumar ile Filistin meselesinin siyasi çözüm süreci göz ardı edildi.
ABD VE BATI’NIN TUTUMU
Tekrar HAMAS’ın raporuna dönecek olursak, ABD ve Batılı ülkelerin tutumu ve bu tutuma HAMAS’ın bakış açısı da net bir şekilde yer alıyor. Özetle şu mesajlar veriliyor: