Görsel ikonumuz var mı?
Sabancı Müzesi’ndeki Feyhaman Duran sergisini gezince aklımda gezdirdiğim bir soru yeniden beni yakaladı: Türkiye’nin görsel ikonu nedir, hatta var mıdır? Bir fotoğraf, bir görsel yapıt veya üslup... 14 Şubat...
Sabancı Müzesi’ndeki Feyhaman Duran sergisini gezince aklımda gezdirdiğim bir soru yeniden beni yakaladı: Türkiye’nin görsel ikonu nedir, hatta var mıdır? Bir fotoğraf, bir görsel yapıt veya üslup...
14 Şubat 2017
1980'lerin ilk yarısında Amerika'ya gittiğimde, hatta ondan çok daha öncesi, Ankara'daki o unutulmaz, o nefis Amerikan kütüphanesinde neredeyse yıllar geçirirken hep benzeri laflar duyardım: Great American Novel, An American Icon, (Büyük Amerikan Romanı, Bir Amerikan İkonu). Roman bir yana da, onlar çok fazla şeyi 'Amerikan ikonu' diye tanımlıyordu: Marilyn Monroe'dan, bebeklerin banyolarında yüzdürdüğü sarı plastik ördeklere kadar her şeyi.
de 'American hero' yaratıyorlardı. Buradaki 'hero' öyle 'kahraman' diye çevrilmez. O da 'ikon' anlamınadır. Mesela ressam Jackson Pollock da öyleydi, Lincoln de.
ORTAYA BİR BÜTÜN ÇIKIYOR
Sonradan sonradan düşündüğümde bütün bunların büyük bir 'Amerikan miti (efsanesi)' yaratmakla ilgili olduğunu anladım, öğrendim, gördüm.
Amerika, kahramanları olan, kahramanlar yaratan bunu da 'Amerikan rüyası' ile ilişkilendiren bir toplumdur diye yazdığımı hatırlıyorum. Çok önemli bir nedeni var: Bu mitler, bu efsaneler 'Amerikan rüyası'na hizmet etsin diye üretilir. Ama sonunda ortaya bir bütün çıkıyor. Kişileri, görsel yapıtları, romanlarıyla bugün bir Amerikan kültürü mevcuttur.
Biz öyle bir toplum değiliz. Birbirimizi boğazlamaya, ortak değer üretmemeye meraklıyızdır. Gerçekten de romandan şiire, kişiden resme kadar pek az alanda hepimizin üstünde uzlaştığı değerler var.