Her gece ekran...
Geçen gün görüştüğüm bir arkadaşım tartışılan bir konuda menfi düşündüğünü, çevresinin de kendisini bu yönde etkilediğini belirtti. Derken karşısına...
Geçen gün görüştüğüm bir arkadaşım tartışılan bir konuda menfi düşündüğünü, çevresinin de kendisini bu yönde etkilediğini belirtti. Derken karşısına başka bir ahbabı çıkıyor, sözüne düşüncesine güvendiği biri ve meseleyi başka bir yaklaşımla anlatıyor. Bunun üstüne diyor ahbabım, oturup işin kaynağındaki metni okudum ve konunun düşündüğümden çok farklı olduğunu gördüm.
Efendim hemen belirteyim konu katiyen Başkanlık ve Anayasa değil. Tümüyle teknik bir konu.
Bu anekdotu bilimin bir özelliğini vurgulamak ve sözü başka bir yere bağlamak için anlattım.
Önce şu farka değineyim. Pozitif bilimlerin, hatta bilimin ana özelliği Popper- Feynman hattında 'yanlışlanabilir' (falsifiable) olmasıdır.
(Büyük fizikçi Feynman başka bazı güzel şeyler de söyler.) Bu gerçek, pozitif bilimler olduğu kadar sosyal bilimler için de geçerlidir.
Dostumun yaptığı bir bilimsel yöntemi uygulamak. Ucuz bir tartışmayı 'bilimselleştirmek'.
Bundan ötesi ideolojik tercihtir. Gerçeği 'o haliyle' bildiği halde kabul etmeyebilir. Bunu ahlaki, vicdani gibi öznel, sınıfsal, ekonomik gibi nispeten nesnel nedenlerle yapabilir. Kısacası ideolojik bir yaklaşım içinde, doğruyu bildiği halde uygulamayabilir. Öznelliğinve ideolojinin kabaca her bilimsel gerçeği tıpatıp ve ne pahasına olursa olsun uygulamak anlamına gelen 'bilimselci' (scientism) yaklaşımdan ayrıldığı yer burası. Siyaset de burada başlıyor.
Şimdi sözü başkanlık/ anayasa tartışmalarına getireyim ve hiç bunlarla ilişkisi olmayan bir noktadan söze gireyim.
Televizyon kanalları her akşam birilerini ekrana toplayıp güya tartıştırıyor. Buna 'bağrıştırıyor' demek daha doğru. Kimsenin, ortaya attığı görüşü şu bahsettiğim çerçeve içinde objektif ve sübjektif ince hatları ve ayarlarıyla ele aldığı yok. Buna olanak da yok. Bu bir.
Dolayısıyla televizyonlar, ister değişikliklere taraf olsunlar ister karşı, ortaya bir kaos,kakofoni ve zıtlaşma çıkararak zihinsel bir bulanıklık yaratıyorlar.
Bilimsel söylem aynı zamanda berraklıktır. Öğrendiklerimizi kendi cümlelerimiz ve sözcüklerimizle anlatabilmektir. Ek sorulara da cevap verebilmektir. Feynman'ın bilim konusundaki tanımı buydu. Şimdi soruyorum: taraf ve karşı olmak bakımından hiç fark