1001 hatim, 1001 dua, Erzurum’dan yükselen manevi hava
ERZURUM Erzurum ismini ilk kez rahmetli dedem Hasan Onbaşı’dan duymuştum. İlk okul bir ya da ikinci sınıftaydım. Dedem her salı olduğu gibi yine ilçeye pazar pazarlamaya gelmişti. Dedemin geldiğini kokusundan bilirdim. Okuldan...
ERZURUM
Erzurum ismini ilk kez rahmetli dedem Hasan Onbaşı’dan duymuştum. İlk okul bir ya da ikinci sınıftaydım. Dedem her salı olduğu gibi yine ilçeye pazar pazarlamaya gelmişti. Dedemin geldiğini kokusundan bilirdim. Okuldan eve döndüğümde cümle kapısını açıp da merdivenleri çıkmadan önce o kokuyu duyardım. Dedem gelmiş diye çığlık atarak merdivenleri birer ikişer çıkardım.
Yine öyle bir gündü. Koşarak dedeme sarılmıştım. Yemek vaktiydi. Sofraya oturduk. O esnada konu konuyu açtı ve dedem, “Biz Erzurum’dan katırlara yüklediğimiz topları Polatlı’ya kadar getirdik” diye bir cümle kurdu.
Konu uzun aslında... Balkan Harbi’nden başlayıp Kurtuluş Savaşı’na kadar uzanan türden yani. Ya da son top Polatlı’da patlayıncaya kadar süren up uzun ve hüzünlü yıllar gibi yani.
Bizim evimizde dedemin dilinden yıllarca anlatıldığı kadar uzun yani. Soğuk kış geceleri kadar uzun.
ERZURUM ZİHNİMDEKİNİN AYNISI