28 Şubat… “Cambaza bak” denilip milletin değerlerini ve servetini çaldılar
Ankara’yı kendi rızam dışında 2 kez terk etmek zorunda kaldım. Birincisi 1987 yılında. Diğeri 10 yıl sonra 1997’de.1987 yılında çocuk yaşta üniversite öğrencisiyken...
Ankara’yı kendi rızam dışında 2 kez terk etmek zorunda kaldım. Birincisi 1987 yılında. Diğeri 10 yıl sonra 1997’de.
1987 yılında çocuk yaşta üniversite öğrencisiyken “başörtülü kız öğrencilere” verdiğim “doğal” destek nedeniyle aldığım tehditler yüzünden kendimi bir anda İzmir’de bulmuştum. Korku ve tedirginlik yaşayarak.
Zaman geçip, yara küllenince döndüğüm Ankara’dan bu kez 28 Şubat kararlarının uygulamaya konulduğu o karanlık günlerde ayrıldım. Bu kez bulduğum çare “Askere gitmek”ti! Öyle de yaptım.
Çünkü en güvenli yer orası görünüyordu. Çünkü “Kamuflajı giydiğimde asker içinde örgütlenmiş Batı Çalışma Grubu’nun benim gibi bir er’e bir zararı olmaz” diye düşünmüştüm.
Hatırlıyorum yerde yarım metre karın olduğu bir kış gününde Erciş’teki birliğime teslim olduğumda, Tugay Karargah Binası’nın giriş katındaki bir pencereden ismi bende mahfuz bir istihbarat subayı kafasını uzatmış, “Onbaşı Hasan” diye seslenmiş, yanına çağırmıştı.
Odasına girdiğimde, “Senin kim olduğunu biliyoruz. Sorun istemiyoruz. Geldin. Hakkıyla askerliğini yap. Ailene sağ salim dön” demişti de ben de “Her Türk erkeği gibi askerlik yapmaya geldim. Salimen, tezkereyi alıp, çoluk çocuğuma dönmeye niyetliyim” demiştim.