Deprem gerçekliğinin önüne geçen “yalan”a sarılmak
Depremin önüne geçen “davet” tartışması devam ederken, 1999 17 Ağustos’unu unutanların halini gördükçe insan irkiliyor.Biri diyor ki, “Acaba seçimi AKP’li bir aday kazansaydı...
Depremin önüne geçen “davet” tartışması devam ederken, 1999 17 Ağustos’unu unutanların halini gördükçe insan irkiliyor.
Biri diyor ki, “Acaba seçimi AKP’li bir aday kazansaydı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay İstanbul’a gönderilir miydi?”
Yanlış okumadınız. Bu cümleyi reyting ölçüm şirketinin verilerine göre Türkiye’deki majör televizyonların en fazla izlenen ana haber bülteninin sunucusu kurdu.
Maksadı belli. Demek istiyor ki “CHP/İP/HDP’nin ortak adayı Ekrem İmamoğlu’nu devre dışı bırakmak için Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nı deprem koordinasyonu için İstanbul’a gönderdi. Siyasi davranıyorlar. İmamoğlu’nun perdeliyorlar.” Bu cümleyi kurarken “tarafsızlık”tan da bahsetmeyi ihmal etmiyor.
Üniversite yıllarından “ev arkadaşı” olan Ekrem İmamoğlu da o sunucunun çizdiği perspektif yönünde ilerliyor. “Davet edildim ama gitmedim” diyemiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreteri, İSKİ Genel Müdürü, İtfaiye Başkanı deprem koordinasyon toplantısında ama zâtıâlileri yok.
“Niye katılmadınız” sorusuna ise, “Kem küm” diyerek cevap veriyor. Çünkü, “Çağırıldım ama gitmedim” ya da “Çağırılmaya ne hacet ben o toplantının doğal üyesiyim fakat o toplantı bana siyaseten yarar getirmeyeceği için katılmadım” diyemiyor.