Kudüs; hicran
25 Haziran 2015 günü yola çıkmıştık. Ramazan ayıydı ve Cuma namazını Mescid-i Aksa’da kılıp, akşamında da bahçesinde iftar edecektik… Niyetimiz buydu. İstanbul’dan uçağa bindik....
25 Haziran 2015 günü yola çıkmıştık. Ramazan ayıydı ve Cuma namazını Mescid-i Aksa’da kılıp, akşamında da bahçesinde iftar edecektik… Niyetimiz buydu. İstanbul’dan uçağa bindik. Tel Aviv’de indik. Yanımda gazeteci arkadaşım Halime Kökçe de vardı. Pasaporttan geçtik. Hiçbir sorun yoktu. Daha sonra bizimle aynı kafilede olan sivil toplum temsilcilerini beklemeye başladık. Hatta havaalanının kapısına kadar da çıktık. Beklemeye devam ediyorduk ki yanımıza bir erkek birkaç kadın geldi. Sivillerdi. Bana dönüp soy ismimle hitap etti, erkek olan. Ben de “evet” dedim. “Bizimle geliyorsunuz” dedi. Halime ile birlikte onlar önde biz arkada yürüdük bir süre. Pasaporttan geri geçtik. Bir odaya aldılar. Baktık ki kafilenin diğer üyeleri de orada. Gerisi uzun hikaye.
Sonuç: Hiçbir gerekçe sunmadan sınır dışı edildik ve 10 yıl süreyle İsrail’e girişimiz yasaklandı.
***
Oysa bu hadiseden birkaç ay önce aynı havaalanından İsrail’e giriş yapmıştım. Filistin’e geçmiştim. Kudüs’e, El Halil’e, Beytullahim’e uğramıştım. Mescid-i Aksa’da sabahlamış, Doğu Kudüs’te uzun yürüyüşler yapmıştım. Hiçbir sorun yaşamamıştım.
Yani İsrail devleti birkaç ay ara ile farklı tutum sergilemişti.
İsrail..!