Ya sadîgî, Türkiye sizin için Afrin’de, ya sen neredesin
Bir önceki yazıda “Türkiye’deki Suriyeli genç erkekler ne duruyorsunuz” diyerek bir çağrı yapmıştım. Suriye’de sona gelindiğini, Esad zulmünden, DEAŞ ve PYD/YPG-PKK teröründen kaçıp...
Bir önceki yazıda “Türkiye’deki Suriyeli genç erkekler ne duruyorsunuz” diyerek bir çağrı yapmıştım. Suriye’de sona gelindiğini, Esad zulmünden, DEAŞ ve PYD/YPG-PKK teröründen kaçıp ülkelerini terk edenlerin son kertede geri dönüp vatanlarına sahip çıkması gerektiğinin altını çizmiştim.
Yazıya çok sayıda geri dönüş aldım. Aldığım tepkilerin neredeyse tamamı olumlu. Ve Suriyeli genç erkeklerden bir şeyler bekleyenlerin sayısı oldukça fazla.
Türkiye’nin Suriyelilere kucak açması, Türk milletinin alicenaplığını gösteriyor. “Neden geliyorsun” sorusunu hiç sormadan, sınırlarımızın sonuna kadar onlara açılmış olması, bu milletin büyüklüğünden. Anadolu coğrafyası zaten, mazlumların sığınağı, gariplerin yuvası. Balkanlardan da Kafkaslardan da sığınıldı bu coğrafyaya. Gelene neden geldin demedi Anadolu insanı.
Burada bir sorun yok. Anadolu’nun ruhu alicenaptır. Anadolu insanı ensardır. Anadolu coğrafyası fiziken küçük ruhen çok büyüktür.
O yüzden, Suriye’deki iç savaştan kaçanlara da kucak açtık. Onların derdiyle dertlenip, onların acılarını acımız bildik. Buraya kadar hiçbir sorun yok.
SURİYELİLERİN BIR KISMI SANKİ MÜLTECİ DEĞİL İŞ KURMAK İÇİN TÜRKİYE’DE