Altını çizdiğim satırlar-31

Parasını sayınca hayretler içinde kaldı: Tam 3000 lira. Kazanırsam kumarı bırakacağım dediği miktar... Artık, sabahın ilk vapuru ile Adaya gidebilir, bankaya telefon edip hasta olduğunu söyler ve izin alabilir, annesine gözyaşları içinde ve "Allah" ismini karıştırarak söz verebilir (...) en yanık bir kalple tövbe edebilirdi. Fakat nerede o yanık kalb?.. Kalbinin yerini aradığı zaman, orada, gurur ve sevinç içinde donmuş hissiz bir nasır buldu. (N.F.KISAKÜREK / Benim Hikayelerim)

*** Gülüyorum bütün bunlara. Çünkü bunlar uzun değil, ucuz yaşamanın sırları. (İBRAHİM TENEKECİ / Son Düzlük ) *** İlk mucize, kahverengi bir atın düğün çiçekleriyle kaplı yüksek otların arasına daldırdığı başıydı. Hayvan, altın sarısı ve zümrüt yeşili ışıklar saçarak karnını doyuruyordu. İçiniz rahat olsun, ne zaman at suretine bürünmüş bir bilge altın zerreleriyle ıslatılmış yeşili öğütmektedir, gökyüzü bugün de inmeyecek demektir tepemize. (CHRISTIAN BOBIN / Neşe-İnsan) *** Rüya için kendinden geçmek, sonra uyanıp kendine gelmek gerekiyor. Hangisi sensin? Gözlerin açıkken ya da kapalıyken. Burada mı orada mısın? Bir varsın, bir gaybsın. Bir sensin bir başkası. O başkası da sen. Bir başkasının rüyasısın. Öncesi sonrası yok. Sadece şimdi. (LEYLA İPEKÇİ / Dem Yüzü) *** Merak öğrenmek ister; öfke hesap sormak ister; burukluk ilgi ister! (TARIK BUĞRA / Yağmuru Beklerken) *** Bazı şeyler düşünerek değil, üzülerek öğreniliyor. (ŞULE GÜRBÜZ / Zamanın Farkında) *** Hangi haberi okuduğumda normal hayatımı sürdürmeyi bırakacağım, diye düşündüm. Hangi haberi? (BARIŞ BIÇAKÇI / Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra) *** Zehirli bir elma olan dünyanın kabuklarını ancak Allah'ın delileri soyar (...) Hakkıdır hakkı gözetebilen zihinlerin istiklal! (MEHMET SABRİ GENÇ /
Karekök Hayat) *** Ey benim Asya ile Avrupa kavşağı güzel yurdum! Yeryüzünde insanlığın bir baştan bir başa yarattığı birbirine zıt mânâların hepsini tadan, ayrıksı ve küskün âlemleri kendi vücudunda bir araya yoğurarak "yeni insan"ı kalıba dökmek namzetliğini nurdan çelik gibi alnında taşıyan yurt kardeşlerim (SAFİYE EROL / Ciğerdelen)