Çevre ve devlet algımız
"Niye çöplerinizi buraya bırakıyorsunuz, yüz metre ilerde konteynırlar var" diye sordum... Festival için arkadaşlarıyla birlikte sahildeki kampa gelen genç kadın yüzüme çok tuhaf bir şey söylemişim gibi...
"Niye çöplerinizi buraya bırakıyorsunuz, yüz metre ilerde konteynırlar var" diye sordum...
Festival için arkadaşlarıyla birlikte sahildeki kampa gelen genç kadın yüzüme çok tuhaf bir şey söylemişim gibi bakarak mırıldandı:
"Belediyenin ne işi var, toplasın!"
Dikkatimi çekti, biri hariç arkadaşları da ona katıldılar.
Sadece aralarından bir delikanlı toparlanıp yeme içme kaplarını ve pet şişeleri toplamaya başladı. Haline tavrına bakan az sonra çok ağır bir yük taşımaya hazırlandığını düşünürdü.
Çok tanıdık geldi.
Eski bir tutum bu aslında.
Ama ilginçtir ki, her kesimde yeniden dirildiğini gözlemliyorum.
Şöyle özetlenebilir: "Kamu alanları kamunundur, ben geçici olarak yararlanıyorum, dolayısıyla bu alanların sorunlarıyla da kamu idareleri uğraşsınlar." Geçen cumartesi bu köşede çıkan yazımda konu ettiğim "çevre pisliği ve artan özensizlik "meselesinin bir veçhesi de bu...
Yani iş gelip devlet algımıza bağlanıyor.
Ama esas olan, yani meselenin "buraya ait" tarafı hep eksik, hatta dokunulmaz kaldı.
Milliyetçiler ve muhafazakârlar uğruna hiç düşünmeden baş koydukları "devlet"le ilişki biçimlerimizi algılama tarzımızı mercek altına alıp sorgulamadılar.
Oysa sormak gerek..
Devletin "içinde" biz yok muyuz?
Gündelik hayatta birden sırtımızı dönüp çöpümüzü, pisliğimizi, yükümüzü devlete/ kamu idarelerine bırakıp gidebiliyor muyuz?
Ya tabiat?
Geçerken uğradığımız güzel ama "yabancı" bir şey mi ki, her çalı dibini çöp yığınına çevirmekten rahatsız olmuyoruz?
Dedim ya...
Evlerimizi "bal dök yala" temizleyip kapımızın önünü bile leş gibi bırakmaya başlamamızın ardında derin düğüm noktaları var.
Ne oluyor, ne olacak?
21 Kasım 2024 | 437 Okunma
Çığ
19 Kasım 2024 | 386 Okunma
ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz?
18 Kasım 2024 | 504 Okunma
‘Ben... şey... inanacağım’
17 Kasım 2024 | 119 Okunma
Haftanın notları: Maneviyat ölünce...
16 Kasım 2024 | 172 Okunma
TÜM YAZILARI