CHP’li siyasetçi olmak...
Nasıl olmuşsa olmuş, konu oraya gelmiş...Siz de diyeceksiniz ki, insan sevgisini anne babamdan edindim. Sevilen bir çocuktum, o yüzden insanları severim.Bu kadar.Peki nasıl dersiniz?Hani biraz içinizden hatıralara dalarak, biraz...
Nasıl olmuşsa olmuş, konu oraya gelmiş...
Siz de diyeceksiniz ki, insan sevgisini anne babamdan edindim. Sevilen bir çocuktum, o yüzden insanları severim.
Bu kadar.
Peki nasıl dersiniz?
Hani biraz içinizden hatıralara dalarak, biraz farkınızı anlatmaya çalışarak falan...
Nasıl anlatırsınız karşınızdakine?
Şöyle mesela...
"Bunu çok doğal yaşamış olmanın şansını da esasında çok içselleştirilmiş bir şekilde ben de yaşadığımı sonradan daha bilinçli şekilde görmüş oldum... Siz insana öyle baktığınız zaman o doğal refleks de ortaya çıkıyor." Oldu mu şimdi?
Olmadı. Üstelik çok acayip değil mi?
Hem o "refleks" ne yahu?
Sevilen çocuk sever demek mi!!!
Hemen merak ettiniz bu sözlerin sahibini, biliyorum.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Selin Sayek Böke.
Çok da kişiselleştirmeyeyim şimdi.
Aslında bu sözler sayın Böke'yi anlatmıyor.
Bu sözler CHP'yi anlatıyor.
Halk Partisi'nin "halksız"lığını net biçimde ortaya koyuyor.
O parlak ve "seçkin" olmaya çalışan ifade arayışlarının içine saplandığı tıkızlığı iyi tanıyoruz.
***