Çocukluk
ANILAR. Kim demiş çocuklar anılarla değil, hayallerle oyalanır diye!.. Hepsi de anı koleksiyoncusudur. Fakat bunu bilip kabullenmek ebeveynleri ürkütür. Oysa çocuk bunu yapmaya mecbur olduğunu erkenden öğrenir. Nasıl...
ANILAR. Kim demiş çocuklar anılarla değil, hayallerle oyalanır diye!.. Hepsi de anı koleksiyoncusudur. Fakat bunu bilip kabullenmek ebeveynleri ürkütür. Oysa çocuk bunu yapmaya mecbur olduğunu erkenden öğrenir. Nasıl mı? Şu şekilde... "Ninen ömrünün sonlarını yaşıyor, hep yanında olamayacak; bu evden eninde sonunda taşınacağız; dur bakalım, kimbilir ne çok şey değişecek hayatımızda..." Bu sözler kulaklarında çınlamaya başladıkça, anılarını zihninde sarıp sarmalayıp saklamaya başlar. Sonra istediği zaman yerinden çıkartıp onlarla oynar.
ABLAM. Hâlâ sokağın köşesini dönünce içimi sevinçle dolduran kırmızı yanaklı küçük kız. O da çocuk. Ama cebinde benim için şekerler taşıyor. Her okul çıkışı o şekerleri alıp bana getirmeyi asla ihmal etmiyor. Ben hâlâ pencerede onun sokağın köşesini döndüğü anı heyecanla bekliyorum.
BEKLEYİŞ. Çocukluğun sonu. Çocuklar zamansızdır. Gelecek, büyüklerin sözlerinde dolaşıp durur ama çocukların zihninde kendine yer bulmakta zorlanır. (C.Bobin'e sorsak, "uykuda ve aşkta da böyledir" derdi.) Ama ne zaman ki bir çocuk beklemeye; yani şimdiki zamanın okyanusundan .