Dip dalga
Oralara kadar gitmişken eski semti, çarşıyı, tarihi camiyi, şehirdeki müzeyi de geziversen, ne iyi olur. -- Vakit yetmez şimdi... Oraların yolu sapa kalıyor. Sabah iyi bir kahvaltıcı varmış oraya gideceğiz, sonra kahve...
Oralara kadar gitmişken eski semti, çarşıyı, tarihi camiyi, şehirdeki müzeyi de geziversen, ne iyi olur.
-- Vakit yetmez şimdi... Oraların yolu sapa kalıyor. Sabah iyi bir kahvaltıcı varmış oraya gideceğiz, sonra kahve falan derken vakit geçiyor zaten, yemek, keyif, hava almak falan... Başka zamana inşallah!
En iyisi söylediklerine internetten bakmak.
İki paket sigara, bir kahve zincirinde iki kahve parasına ve biraz vakit ayırmayla hallolacak bir şey...
-- Bak, anlaşalım, kahveme laf yok! Hem kitapları boş ver! Dört sayfadan sonra sıkılıyorum...
En iyisi kahvecinin wi-fi'sine bağlanıp sosyal medyaya takılırım. Her şey orada var!
-- Çok trafik var, karman çormandır oralar. Üşeniyorum. Zaten sergiler de sıkıcı oluyor. Sergiye instagram sayfasından bakarım. Siz gidin dönün, sonra bir yerde oturur, bir şeyler atıştırır, laflarız.
Yeni halimiz bu.
İşte esas "dip dalga" bu.
Çok sıkılıyoruz ve iş güç, öğrenim vesaire dışında her boşluğu sosyal medyayla doldurmaya çalışıyoruz.
Çokça "görünüp" hiç derinleşmeyerek...
Keyif, keyif dediğimiz de yediklerimize, içtiklerimize endekslendi.
Sonuçları olacak elbette bu dip dalganın.
Bakalım...
Yaşayıp göreceğiz.
Ne oluyor, ne olacak?
21 Kasım 2024 | 437 Okunma
Çığ
19 Kasım 2024 | 386 Okunma
ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz?
18 Kasım 2024 | 504 Okunma
‘Ben... şey... inanacağım’
17 Kasım 2024 | 119 Okunma
Haftanın notları: Maneviyat ölünce...
16 Kasım 2024 | 172 Okunma
TÜM YAZILARI