En güçlü silahları yalan!
Önce insanlıktan çıkartılıp robot haline getiriliyorlar.İşte bizim çaresizliğimiz de hep o noktada oldu.Çünkü bu robotların en güçlü silahları yalan!İnsana güvenmeyeceksen, neye...
Önce insanlıktan çıkartılıp robot haline getiriliyorlar.
İşte bizim çaresizliğimiz de hep o noktada oldu.
Çünkü bu robotların en güçlü silahları yalan!
İnsana güvenmeyeceksen, neye güveneceksin!
Varlığı yalan olmuş yaratıklara güvendiğini fark ettiğinde çok geç oluyor.
Az kalmıştı...
Vatanı, devleti, milleti kaybediyorduk.
***
İki gündür, sokakta kime sorsam TRT'de okunan darbe bildirisini hatırlamıyor.
Sadece sokağa çıkma yasağı lafını falan hatırlıyorlar.
Sorarsan "onca hengâme içinde anlamadık, uymadık, aklımızda da bir şey kalmadı" diyorlar.
Nasıl yiğit bir olgunluk hali! Zihni medyayla kurgulananlar böyle durumlarda "aydın"ların tepkilerine baktığı için yıllar içinde halkın nasıl olgunlaştığını göremediler.
Daha üç dört gün sonra bile "Yurtta Sulh Konseyi" imzasıyla okunan bildiriye dair hafızalarda bir şey kalmadıysa, bundan.
***
Fakat şimdi Yurtta Sulh Konseyi bildirisinin bir bölümünü hatırlatmak zorundayım.
Çünkü her şeyin nasıl bir kötülük birikimi ve yalan üzerinden inşa edildiğinin net örneği bu bildiri.
Bakın, darbe için şöyle bir gerekçe yazılmış: "Siyasi idarenin aldığı hatalı karar ile mücadeleden geri durduğu terör tırmanarak birçok masum vatandaşın ve teröristle mücadele eden güvenlik görevlilerimizin hayatına mal olmuştur."
Oysa işe terörle mücadelenin efsanevi güçlerinden Özel Harekât'ın Gölbaşı'ndaki karargâhını bombalayarak başladılar. 47 polis şehit oldu.
Darbecilerin en kritik saldırı noktalarından biri de terörle mücadele için kuvvetlerinin büyük bölümü Güneydoğu'da bulunan Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı'ydı. Kahraman şehit astsubay Ömer Halisdemir'in darbeci generali alnından vurduğu yer de orasıydı.
Anladınız değil mi?