Ev başka, konut bambaşka

Yıllar sonra işte nihayet sonbahar gibi sonbahar... Trençkotumun yakalarını kaldırdım, alnıma düşen yağmur damlasını silmeden bıraktım. Fidanlığa girip turp fidesi gelmiş mi...

Yıllar sonra işte nihayet sonbahar gibi sonbahar...
Trençkotumun yakalarını kaldırdım, alnıma düşen yağmur damlasını silmeden bıraktım.
Fidanlığa girip turp fidesi gelmiş mi, sordum.
Gelmemiş.
Sonra "şehir"den çıkıp kentin içine girmek içimden gelmedi.
Direksiyondaki ellerim ve gaz pedalındaki ayağım beni sanki kendiliğinden Kanlıca'ya indirdi.
Ziya Osman Saba'nın şiirlerini andırıyorlar diye kendimi tatlı tatlı kandırdığım evlerin arasından Boğaz kıyısına inip arabamı park ettim.
Otoparktaki gençler arkamdan bağırıyorlardı: "Abi biraz bizden de bahset! Bir de ellerimizle yapt-ı ğımız pekmezlerimiz var, onları da unutma!"

*** Ziya Osman...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne oluyor, ne olacak? 21 Kasım 2024 | 400 Okunma Çığ 19 Kasım 2024 | 384 Okunma ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? 18 Kasım 2024 | 504 Okunma ‘Ben... şey... inanacağım’ 17 Kasım 2024 | 119 Okunma Haftanın notları: Maneviyat ölünce... 16 Kasım 2024 | 172 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar