Haydi, silkinip toparlanın artık!
Dünyayı kendiniz gibilerden ve ülkenizi yaşadığınız semtten ibaret sandığınız çağ kapandı.Ezberleriniz ve uyduruktan seçkinci klişeleriniz iflas etti.Uzun bir dönem sessizliğe itilen kitleler...
Dünyayı kendiniz gibilerden ve ülkenizi yaşadığınız semtten ibaret sandığınız çağ kapandı.
Ezberleriniz ve uyduruktan seçkinci klişeleriniz iflas etti.
Uzun bir dönem sessizliğe itilen kitleler konuşmaya başlayalı çok oldu, anlayın artık!
Bundan böyle içine 15 Temmuz'u dahil etmediğiniz bir 29 Ekim; cumhurun direniş ve dirilişini yok saydığınız bir cumhuriyet kavrayışına yer olamayacak.
Halkın zihni böyle bir teklifi hiçbir zaman kabullenmeyecek.
Çünkü sosyolojik hakikatin mızrağı çuvala sığdırılamaz.
Üç buçuk ay önce caddenizden geçen tankları alkışlayıp sonra 29 Ekim'de aynı yerde "demokrasi için" dans etmekle yürümüyor bu işler!
Lazer oyunlarınız ve fener alaylarınız, o gece boyunca demokrasi için mücadele etmek; haydi onu da geçtim, vatanın bekası için dua etmek yerine atm kuyruklarına koştuğunuzu unutturamıyor.
***
Bilmem farkında mısınız?
Fetö'cüsüyle, PKK'lısıyla, yabancı istihbaratçısıyla; hepsinin üzerinde çalıştığı uğursuz bir hesap var.
Bunu da sizin, yani 15 Temmuz'u görmezden gelen veya lafının edilmesinden rahatsız olan kesimlerin üzerinden hayata geçirmek istiyorlar.
Nedir o hesap, kısaca sıralayayım...
Birincisi...
Fetö'yle mücadeleyi bir toplumsal ayrışma çizgisi haline getirmek...
Darbe girişimi ve Fetö gerçeğini unutturup sahneye "mağdur edenler ve mağdur olanlar" ikilemini çıkarttırmak...
Ve tabii esası şu ki...
Seküler kesimleri kışkırtıp bir çatışmanın tarafı yapmak...
Tutar mı bu hesap?