İklimi bilemiyorum ama değişmeyen şeyler var!

Onlar eğleniyor...
Halklar ciddiye alacak ve endişeyle kıvranacaklar...
Sistem öyle işliyor çünkü..
Öyle işletiliyor.
Nihayetinde Google'dan söz ediyoruz. Zihinleri birkaç küçük parmak hareketiyle şekillendirebilme kapasitesine sahip bir yapıdan yani.
Avrupa jet setinden müthiş bir VIP davetli listesi oluşturmuş Google ve hepsini İtalya'daki bir adaya çağırmış...
Ne için?
Üç gün boyunca kampa girip yeryüzünün büyük derdi (!) "iklim değişikliği"ni konuşmak için...

*** Eh öncü olsunlar, bunda ne var diyeceksiniz...
Onlar ön ayak olursa, dünya kamuoyu da ciddiye alır, diyecek olanlarınız da çıkacaktır.
Fakat bu işler bizim iyi niyetli bakışımızın çok ötesinde bir "yalan dolan" işi artık.
Onca patırtı ve imaj cilasının ortasında "iklim değişikliği" gerçek mi, doğru mu, yakın mı, uzak mı, onu da öğrenemiyorsunuz...
Düşünün...
Katy Perry, Leonardo Di Caprio gibi ünlüler yüz küsur özel jet ve birkaç mil gidebilmek için tonlarca yakıt harcayan süper hızlı teknelerle adaya gidip "kamp"a girmişler.
Yani esas mesele umurlarında değil.
Zaten işin püf noktası da o!
Onlar değil, sıradan insanların umurunda olsun diye bütün bu gürültü.
Neden peki?
Onu da kendimize sormamız gerek. Ama bakın ne olmuş?
Prens Harry kürsüye çıplak ayakları ve şortuyla gelip konuşmuş.
Bu imaj çalışmasına güldünüz mü? Belki..
Ama sevimli bulduğunuzu da inkâr edebilir misiniz? *** Ancak iklim değişikliği kampanyalarının yama yerleri de görünmeye başladı...
İmaj çalışmaları artık defoları örtemiyor.
ABD'nin gözde üniversiteleri geçen yıl birleşip "iklim değişikliğine karşı koalisyon" oluşturmuşlardı.
O toplantıların en militan profesörlerinin kendi kişisel ve aile hayatlarında çevre ve iklim hassasiyetlerini hiç takmadıkları ortaya çıktı.
Hatta "atmosferin en büyük düşmanı hava yolu taşımacılığıdır" diye ortalığı ayağa kaldıran bilim insanının Instagram'da sırıtarak "her hafta birkaç uçuşu" olduğunu paylaşması dudak uçuklattı.
Çevrecilerin entelektüel önderlerinden Naomi Klein'ın hali de harap. Son kitabında Greenpeace gibi çevreci örgütlerin dev şirketler tarafından yönlendirildiğini yazdığından beri bizde bile kadının yüzüne bakıp adını anan yok.
Anlayacağınız...
Bu konu daha çok su kaldıracak.
Konuşuruz.