İstanbul’a gitmek
Ortaokul çağlarım... Mühürdar'daki evimizin bana terk edilmiş küçücük odasında ninemi ağırladığım günler... Kararmış, kurumuş elleriyle bana mandalina soyarken birdenbire "İstanbul'u...
Ortaokul çağlarım...
Mühürdar'daki evimizin bana terk edilmiş küçücük odasında ninemi ağırladığım günler...
Kararmış, kurumuş elleriyle bana mandalina soyarken birdenbire "İstanbul'u özledim" diyor; "ama hiç dermanım yok ki!"
Zihnimden Teyzem'in oturduğu Nişantaşı geçiyor. Taksim civarı aklıma geliyor ama ne ilgisi var!
Ara ara hasretle anlattığı Fatih semtini mi kastediyor acaba diye düşünüyorum...
Sonra mırıldanıyor: "Yeni Cami'de ikindiyi kılsam, artık gam yemem."
Hah! İşte o anda anlıyorum.
Tabii ya!
Uzun yıllar boyunca, İstanbul demek, nerede oturursanız oturun, Eminönü demekti.
***
Edebiyat güzel şey...
Sadece güzellikten de ibaret...