Kanlıca’da bir gün
Ballı yoğurt siparişinden vazgeçiyorum. Çay söylüyorum. Hafif demlice ve ince bellide. Malum, sıcakta sıcak içmek serinletiyor. Sonra birden Emirgan tarafından hızla Kanlıca'ya doğru kopup gelen tatlı bir...
Ballı yoğurt siparişinden vazgeçiyorum.
Çay söylüyorum.
Hafif demlice ve ince bellide.
Malum, sıcakta sıcak içmek serinletiyor.
Sonra birden Emirgan tarafından hızla Kanlıca'ya doğru kopup gelen tatlı bir esinti.
Bu iyi işte!
Deniz kıyısındaki bir masada iki kız çocuğu dondurmalarını öyle iştahla yiyorlar ki, içlerindeki neşe kahvede oturan herkese yayılıyor, havadaki nemin baskısı hafifliyor.
Yanımdaki sandalyeye koyduğum sırt çantamı açıp Kevin Barry'nin, adı pek güzel diye aldığım "Tanca'ya Gece Feribotu"nu çıkarıyorum.
Günlerdir sömürgecilik üzerine ve iklim mücadelesi denen heyulanın karanlık yönleri üzerine okuyorum.
Üzerimde yüzlerce sayfanın ağırlığı var.
Şimdi yeni...