Karanlık
Önce şunu vurgulayayım... Her şüpheye "komplo teorisyenliği yapmayın!" diyerek karşı çıkanlar, abuk sabuk komplo teorisyenlerinden daha fena bir iş yapıyorlar. Neden? Çünkü bu yalandan "akılcı"...
Önce şunu vurgulayayım...
Her şüpheye "komplo teorisyenliği yapmayın!" diyerek karşı çıkanlar, abuk sabuk komplo teorisyenlerinden daha fena bir iş yapıyorlar.
Neden?
Çünkü bu yalandan "akılcı" tutumlarıyla kör gözlerin bile görebileceği tezgahları örtüyorlar...
Biraz dikkatle bakılsa, fark edilebilecek ilişki ağlarını görünmez kılmaya çalışıyorlar.
Yani aslında karanlığı savunuyorlar.
Jeffrey Epstein'ın ölümü bu gerçeğin bir kez daha sağlamasını yaptı.
Epstein'ın hücresinde ölü bulunduğu açıklandıktan bir gün sonra "canım tabii ki, adam intihar etti, zaten 23 Temmuz'da cezaevine korunma dilekçesi vermişti" diye yazılar yazanlar gördüm.
Sanki birileri "çabuk böyle bir iki laf karala!" direktifi vermiş gibiydiler.
Küreselci ve sosyetik çevrelere yakın bir New York gazetecisi "cezaevi yönetiminden tanıdıklarım olayın intihar olduğuna beni ikna ettiler" dedi.
Hemen ardından Epstein'ın bir hafta önce "yüksek intihar riski" gözetiminden çıkartıldığı ve "intihar"(!) sırasında nedense kameraların kayıt yapmadığı ortaya çıkınca da utanmadılar.
Son otuz yıl içinde Clinton'larla çalışmış 56 görevlinin ölüm biçimleri kafaları karıştırıyor.
14'ünün ölümüne intihar denmiş, 8'i uçak ve araba kazasında ölmüş, diğerlerinin dosyaları da "şüpheli ölüm" notuyla rafa kaldırılmış.
Eh söyleyin bana...
"Bu kadarı da fazla komploculuk!" demek şu koşullarda doğru olur mu?
Ama bazılarının tavırlarına bakarsanız...
Sanırsınız ki...
Jeffrey Epstein sıradan bir pedofili davası sanığı, kendi halinde bir finans ve emlak zengini...
Nereden baksanız, görülüyor...
Epstein kilit bir isim.
Elitler arasında örgütlenmiş uluslararası bir kötülük şebekesinin organizatörü.
Temmuz başında onu cezaevine sokan ( hem Trump'a, hem Clinton'lara ve dünyayı parmağında oynatan finans oligarşisinin krem tabakasına karşı) güç belli ki, "artık vakit geldi, kaçamazsın, konuşacaksın" mesajı vermişti.
Bu hem tutukluluk hem de korumaydı.
Becerilemediğini gördük.
Belli ki, karanlık bir süre daha devam edecek.
Ne oluyor, ne olacak?
21 Kasım 2024 | 437 Okunma
Çığ
19 Kasım 2024 | 386 Okunma
ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz?
18 Kasım 2024 | 504 Okunma
‘Ben... şey... inanacağım’
17 Kasım 2024 | 119 Okunma
Haftanın notları: Maneviyat ölünce...
16 Kasım 2024 | 172 Okunma
TÜM YAZILARI