Mutluluk perdesiyle Batı yalanlarını örtmek
Gencecik ömrünün beş yılını bir yardım kuruluşunda canla başla mültecilere eğitim vererek geçiren arkadaşım aradı... "Hygge'yi biliyor musun?" diye sordu. Geçen gün görmüştüm....
Gencecik ömrünün beş yılını bir yardım kuruluşunda canla başla mültecilere eğitim vererek geçiren arkadaşım aradı...
"Hygge'yi biliyor musun?" diye sordu.
Geçen gün görmüştüm. Alışveriş merkezlerindeki kitapçılarda kapış kapış giden bir kitap: "Hygge- Danimarkalıların Mutluluk Sırrı."
Hygge dedikleri rahat, huzurlu, sakin olmanın sırrıymış.
"Ne seni mutlu kılıyorsa, bozma, tadını çıkar" düsturu gibi bir şey.
Bu kadar düz anlatınca, biliyorum, şimdi Nişantaşı'ndan birkaç kaş kalkacak ve içlerinden "adam hiçbir şey anlamamış ama üzerine yazıyor" diye geçirecek.
Anladım, anladım da umurumda değil!
Çünkü çoktandır Danimarka denilince "dünyanın en mutlu insanlarının ülkesi" falan gelmiyor aklıma. (Geçmişte her gittiğimde ülkenin sükûnet ve neşeyi birleştirişini sevmiştim, ayrı!)
Ona 2015 yılını hatırlatacaktım, vazgeçtim...
Hani otoyolun üzerinde bağdaş kurup karşısındaki küçük Suriyeli kızla oyun oynayan Danimarkalı polisi...
Dünyanın yüzüne tatlı bir gülümseme yayılmasına sebep olan fotoğrafı ve o fotoğrafın sakladığı gerçeği hayatını mültecilere adamış bir genç zihninin kuytusuna atıp etkisini sıfırlamışsa, başka kim hatırlar?
Nasıl da "verili-kurgu" unutkanlıklar ve dikkatsizlikler dünyasında yaşıyoruz.
Bu becerinin adı, yeri, merkezi Batı.
Söz konusu fotoğraf dünyaya servis edildikten bir süre sonra Danimarka'nın tek bir mülteciyi bile kabul etmediği ortaya çıkmıştı.
Dahası var...
Duygularıyla dünyanın gözleri önünde oynanan o küçük kız da ailesiyle birlikte sınır dışı edilmişti.
Yok! O kadarla da bitmiyor...
2016'da Danimarka Parlamentosu ülke sınırlarında gözetim altına alınan mültecilerin 350 euro üzerindeki paralarına ve değerli eşyalarına el koyma kararı aldı.
Bu karara "insan hakları mücadelesi"nde yere göğe konulamayan Sosyal Demokratlar da katıldı.
Ne için? Hep "mutluluk"ları için...
2017'de piyasaya "Danimarkalıların Mutluluk Sırrı" sürüldü; dikkatler dağıtıldı, ülkenin prestiji okşandı, vd.
Tamam, "hygge"yle falan ilgilenmeyelim demiyorum!
Ama bu numaraları da yutmayalım; unutulmaması gerekenleri de unutmayalım!
Çünkü orta yerde devasa bir insanlık sorunu ve bitmez tükenmez yalanlar duruyor.