Ne mutluluğu!
Bir türlü doyamıyorlar... Eşyaları, hazları, duyguları, tecrübeleri, hatta eşleri dostları tüketmeye doyamıyorlar. En çok da mutluluğa doyamıyorlar.Çarçabuk tüketiyorlar onu da...Sonra bir daha...
Bir türlü doyamıyorlar... Eşyaları, hazları, duyguları, tecrübeleri, hatta eşleri dostları tüketmeye doyamıyorlar.
En çok da mutluluğa doyamıyorlar.
Çarçabuk tüketiyorlar onu da...
Sonra bir daha, biraz daha, daha daha...
Çok fazla mutluluk olsun istiyorlar.
Çelişki gibi geliyor ama bu yüzden çok mutsuzlar.
Neyse ki...
Zeyno Baran ülkesine döndü...
Meşhur Hudson Enstitüsü Avrasya Politikaları bölümünün eski başkanı artık Ortadoğu ve Türkiye üzerine darbeci "dehşet senaryoları"nı ve Bush, Cheney gibi berbat adamlara raportörlüğü bırakmış.
Kendisiyle yapılan röportajlardan öğrendik ki, bundan böyle Nişantaşı'ndaki "şifa merkezi"nde mutluluğu öğretecekmiş.
Meğer Baran, o eski günlerinde "nasıl mutlu olunur?" sorusuyla ilgileniyor ve bu konuda kendini geliştiriyormuş.
Onca acımasız rekabet, onca güç, onca parıltı, onca görkem, vs.
Ama malum sosyal sınıf, sayılıp biriktirilemeyen, yatırımı ve spekülasyonu mümkün olmayan konularda fena çuvallıyor.
O yüzden bu sınıfın oturduğu bir semtte mutluluk dükkânı açıp birkaçını "kafa"ya aldın mı, yaşadın!
Hem oyalanıyor, hem de "network"ünü daha da geliştirme imkânı buluyorsun.
Peki nasıl?