O gece en baştan başladık oradan devam edeceğiz
Vesayet rejiminin yarattığı ağırlık altında pestilimiz çıkmıştı, yorgunduk... Toplumsal özgüvenimizi kuşaklar boyu kum torbası gibi yumruklayan bir talim terbiyenin öğrencileriydik... Ecnebilerin elinde...
Vesayet rejiminin yarattığı ağırlık altında pestilimiz çıkmıştı, yorgunduk...
Toplumsal özgüvenimizi kuşaklar boyu kum torbası gibi yumruklayan bir talim terbiyenin öğrencileriydik...
Ecnebilerin elinde oyuncak olmuş bir medyanın yalandan milli, yalandan evrensel, yalandan insancıl söylemlerini aşmakta zorlanıyorduk...
Bir ses sanki herkesin kulağına "başkalarını bırak, sen kendi hayatına bak!" diyordu; gençlerimize gerçekten öyle bir şey varmış gibi, "Dünya vatandaşlığı" öneriliyordu, kafamız karışıyordu...
Devlet mi?..
Okumuş yazmışlar için uzak durulacak bir şeydi; soğuktuk, soğutulmuştuk.
Doğrusu, devlet de halkın kendisinden soğuması için elinden geleni yapıyordu.
Halkın sevdiği başbakanı uyduruk suçlamalarla idam sehpasına göndermiş bir tarihten; Cumhurbaşkanlarının sıkıştıkları zaman hiç sıkılmadan gazetecilere "devlet orada, ona sorun" diye yaverlerini işaret ettiği alabildiğine sahte bir demokrasiden geliyorduk.
Uzun lafın kısası kırgındık.
Yavaş yavaş kıpırdanmaya başlamıştık ama iki adım ileri gitsek, görünmez eller bir adım geri itiyordu.
Milletçe tedirgindik.
Hepsi bir gecede geride kaldı!..
FETÖ'yü kurgulayıp Türkiye'nin üzerine salanlar ve son bir hamleyle onları 15 Temmuz deliliğine itenlerin herhalde hiç tahmin etmedikleri şeydi...
Silkindik...
Ayağa kalktık...
En önemlisi o ki...
BAŞTAN BAŞLADIK!
Eminim, hainler ve arkalarındaki pislikler, bunu akıllarından bile geçirmemişlerdir. Kırgınlık ve yorgunluğumuzun pekişeceğini düşünmüşlerdir.
O gece vatanın sadece bir kavram değil, sımsıcak, elle tutulur bir gerçek olduğunu bir daha ve bu kez çok derinden kavradık.
Devlete ve millete dair bize unutturulmaya çalışılan ne varsa hepsini zihnimize ve kalbimize geri çağırdık.
En BAŞTAN öğreniyoruz...
Yerimizi, yurdumuzu, ruhumuzu...
Öyle devam edeceğiz!
Toplumsal özgüvenimizi kuşaklar boyu kum torbası gibi yumruklayan bir talim terbiyenin öğrencileriydik...
Ecnebilerin elinde oyuncak olmuş bir medyanın yalandan milli, yalandan evrensel, yalandan insancıl söylemlerini aşmakta zorlanıyorduk...
Bir ses sanki herkesin kulağına "başkalarını bırak, sen kendi hayatına bak!" diyordu; gençlerimize gerçekten öyle bir şey varmış gibi, "Dünya vatandaşlığı" öneriliyordu, kafamız karışıyordu...
Devlet mi?..
Okumuş yazmışlar için uzak durulacak bir şeydi; soğuktuk, soğutulmuştuk.
Doğrusu, devlet de halkın kendisinden soğuması için elinden geleni yapıyordu.
Halkın sevdiği başbakanı uyduruk suçlamalarla idam sehpasına göndermiş bir tarihten; Cumhurbaşkanlarının sıkıştıkları zaman hiç sıkılmadan gazetecilere "devlet orada, ona sorun" diye yaverlerini işaret ettiği alabildiğine sahte bir demokrasiden geliyorduk.
Uzun lafın kısası kırgındık.
Yavaş yavaş kıpırdanmaya başlamıştık ama iki adım ileri gitsek, görünmez eller bir adım geri itiyordu.
Milletçe tedirgindik.
Hepsi bir gecede geride kaldı!..
FETÖ'yü kurgulayıp Türkiye'nin üzerine salanlar ve son bir hamleyle onları 15 Temmuz deliliğine itenlerin herhalde hiç tahmin etmedikleri şeydi...
Silkindik...
Ayağa kalktık...
En önemlisi o ki...
BAŞTAN BAŞLADIK!
Eminim, hainler ve arkalarındaki pislikler, bunu akıllarından bile geçirmemişlerdir. Kırgınlık ve yorgunluğumuzun pekişeceğini düşünmüşlerdir.
O gece vatanın sadece bir kavram değil, sımsıcak, elle tutulur bir gerçek olduğunu bir daha ve bu kez çok derinden kavradık.
Devlete ve millete dair bize unutturulmaya çalışılan ne varsa hepsini zihnimize ve kalbimize geri çağırdık.
En BAŞTAN öğreniyoruz...
Yerimizi, yurdumuzu, ruhumuzu...
Öyle devam edeceğiz!
Ne oluyor, ne olacak?
21 Kasım 2024 | 437 Okunma
Çığ
19 Kasım 2024 | 386 Okunma
ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz?
18 Kasım 2024 | 504 Okunma
‘Ben... şey... inanacağım’
17 Kasım 2024 | 119 Okunma
Haftanın notları: Maneviyat ölünce...
16 Kasım 2024 | 172 Okunma
TÜM YAZILARI