Pabucumun sanatçıları ve sahte vicdanları!
Yüce gönüllü bir halkız ya... Onlara "sanatçı" deyip durduk, oysa çoğunun yaptığı iş Batılıların "entertainer" dediği şeye yakın... Toplumu eğlendiriyor, oyalıyor, güncel...
Yüce gönüllü bir halkız ya...
Onlara "sanatçı" deyip durduk, oysa çoğunun yaptığı iş Batılıların "entertainer" dediği şeye yakın...
Toplumu eğlendiriyor, oyalıyor, güncel sıkıntıları hafifletiyor, gösteri yapıyor, ilgiyi üzerlerine topluyor ve karşılığında ünlenip çok seviliyorlar.
Kimisi çalgıcı, kimisi şarkıcı...
Oyuncusu var oynuyormuş gibi yapanı var.
Kimisi komik, kimisi dramatik...
Fakat hepsinin benzer olduğu bir nokta var...
Kendilerine kapıları açan ve ayakta tutan sermaye/ medya oligarşisinin hoşuna gitmeyen bir şey söyler veya yaparım diye korkudan ölüyorlar.
Halk sadece onları alkışlarken var...
Sahneden inince hemen Doğan medyasının kollarına koşuyor; ardından Bebek, Nişantaşı, Ulus ahalisine yıkama yağlama hizmeti veriyorlar.
O yüzden de memleketin sorunları veya insanlık acıları konu olduğunda hemen çoğu ortadan arazi oluyor.
Vasatlar.
Korkaklar.
Azıcık sosyal sorumluluk almaya kalkıştıklarında ise hesapçı ve radikal sola yardakçılar.
Suriyelilere yönelik ırkçı tezgâh ve saldırılar bizim sanatçı tayfasının düşüklüğünü bir kez daha gösterdi.
Olur olmaz tecavüz haberlerine üşüşen sefillerin Sakarya'daki vahşi tecavüz ve cinayetin ardından çıtı çıkmadı.
Çünkü Gezi'den beri paçalarını kaptırdıkları "abileri" konuşmalarına izin vermediğinde hepsinin dili tutuluyor.
Boş zamanlarında yaptıkları vicdan güzellemelerinin, barış ve insanlık üzerine sözlerinin nasıl palavra olduğunu şimdi anlayabilirsiniz.
Örnek aldıklarını söyledikleri Batılı şarkıcıların, sanatçıların, oyuncuların en leşi bile ülkesindeki mültecilere sahip çıkıyor, kampanyalar yapıyor...
Ama bizimkiler mazlum ve mağdur eğer kendilerine benzemiyorsa, Bebek'te girdikleri delikten burunlarını bile çıkartmıyorlar.