Pazar notları: 'Kusursuz çember'
Birbirimizi arayışımız, bulamadığımızdan...Belki o da değil. Bu dünyada hiç bulunamayacak bir şeyi arayışımızdan... *** Kavuştuğumuzda bizim hikayemiz bitecek, dünyanın...
Birbirimizi arayışımız, bulamadığımızdan...
Belki o da değil. Bu dünyada hiç bulunamayacak bir şeyi arayışımızdan...
Kavuştuğumuzda bizim hikayemiz bitecek, dünyanın hikayesi başlayacak, biliyorsun değil mi? Her seferinde öyle oluyor. Dünya kazanıyor, biz yeniliyoruz.
Hoşlanmak hep oradadır. Sevmek randevuya hep geç kalır.
Özlemek ve sevinç... İçinde bunlardan eser yoksa, "sevgi" sandığın o şeyi yavaşça yere bırak ve uzaklaş.
***
Telefonda konuşmak yoruyor beni.
Mesafe yokmuş gibi yaparak aldatan sesler, sözler... Mesajların soğuk gövdesini tercih ediyorum. Mesafe konusunda yalan söylemeyen, tersine mesafeye yaslanan, bazen yersiz biçimde fiyakalı, bazen haksız biçimde sert kelimeler.
Yazı dokunur... Omzuna başını koyar, sırtını sıvazlar, elini tutar, durup dururken öper.
Riyakar nezaketten sıkıldığımız doğrudur.
Fakat bundan kurtulmak için nezaketi elden bırakmamız ne yanlış! "Riya"yı bırakmamız gerekiyordu.
Popüler kültür büyümemize izin vermiyor.
Geçmişin silinip gitmesini fakat geleceğin de hep ertelenmesini isteyenlerin, yani "ergen ruhlar"ın sayısı arttıkça artıyor.
Hüzün ve çiğlik; Hayalcilik ve endişe... O biziz işte, günümüz insanı.
Günümüz insanının çok canlı bir hayat yaşama imkanına kavuştuğunu düşünenlere akıl erdiremiyorum. Görmüyor musun be kardeşim, bu hayat sana geçim derdi vererek "can"ını alıyor!