Pazar notları: Yaşayıp göreceğiz!
O da olsun, bu da olsun, hepsi olsun... Sonrası? İtiraf edin... Facebook, İnstagram fotoğraflarındaki gülücüklere rağmen ağır bir tatminsizlik, koyu bir eksiklik duygusu, değil mi? Olmuyor, bir türlü olmuyor! Neden?...
O da olsun, bu da olsun, hepsi olsun... Sonrası? İtiraf edin... Facebook, İnstagram fotoğraflarındaki gülücüklere rağmen ağır bir tatminsizlik, koyu bir eksiklik duygusu, değil mi? Olmuyor, bir türlü olmuyor! Neden? Çünkü tek bir şeyi bile elimizde (kalbimizde) doğru düzgün tutabilmek birçok şeyden feragatla mümkün.
***
Kaybetmeyi göze alamıyoruz ve hiçbir şey kazandığımız yok!
***
Hayatı kovalayıp yakalayabileceğimiz bir şey olarak görmeye başladıysan tuzağa düşmüşsün demektir. O hep kaçar! Hayatı kovalama, hayatını kur! Hayata takılma, ona "mana" kazandır! Böyle söylemek kolay tabii. Fakat kendimden biliyorum; bu hakikati kavrayıncaya kadar ne çok zaman kaybeder insan, nasıl yıllar geçer gider.
***
Evi bir süredir bile bile ihmal ediyorum. Masa masa olmaktan çıktı. Koltuk koltuğa benzemiyor. Sevdiğim nesnelerle ilişkim zayıflıyor. Banyo mimarın tasarımına ihanet edeli çok oldu. Çekmeceler darmadağın. Dolaplar işlevini kaybediyor. "Yuva" hissini bir evden daha çok önemsemeye başladığımdan beri böyle. İçimdeki yuvadan hoşnutum, dışımdaki bu yüzden bana bozuk!
***
"Depresyondayım" diyor. "Hayır" diyorum; "hayattasın!"
***
"Çok endişeliyim" diyor. "Normal" diyorum; "başka türlü yaşadığını fark edemeyeceksin!"
***
Neden sosyal paylaşım sitelerini çok sevdik? Çünkü onlar sayesinde bir tür efsane, bir hikaye, hatta bir rüya olup çıktık. Çünkü böyle olunca daha dayanıklı, daha az kırılgan, daha çekiciyiz. Nereye kadar? Bilmiyorum. Yaşayıp göreceğiz.
***
Bazı günler hedefsiz dolaşıyorum şehirde... Oraya, buraya. Mola bile vermeden. Bir semtten, ötekine gidiyorum. Niye, diye soruyorlar. Nasıl anlatayım şimdi onlara? Çoğu zaman "dışa vuramaz" insan. Buna gerek de yoktur. Kendini "dışarı" vurur.