Sadece nefret değil, kapkara bir cehalet de!
Bizde "okumuş"un cehaleti fecidir. Çünkü bilmediğini bilmez. O halde ona okumuş denir mi? Denmese, ne iyi olurdu? Ama mesele başından beri okumakla değil, etiket sahibi olmakla bağlantılıdır. O yüzden hiç aynaya...
Bizde "okumuş"un cehaleti fecidir.
Çünkü bilmediğini bilmez.
O halde ona okumuş denir mi?
Denmese, ne iyi olurdu?
Ama mesele başından beri okumakla değil, etiket sahibi olmakla bağlantılıdır.
O yüzden hiç aynaya bakmadan başkaları hakkında atıp tutar.
En fenası da, muhafazakârların, İslamcıların, milliyetçilerin kitap okumadığı kanaatına iman etmiş olmasıdır.
***
Yıkanmış bir beyni yeniden doğrularla donatmak zor iş.
Fakat insan hiç değilse, kendi gözlemleriyle hayattan bir şeyler kapmaya çalışmaz mı?
Nerdee!..
Farklı bir kitapçıya hayatı boyunca gitmemiştir.
Online bir kitap alışveriş sitesindeki İslamcı veya milliyetçi yayınlara bakmak, muhafazakâr düşüncenin arkasındaki geniş külliyatı merak etmek ve "bunları kim okuyor?" diye sormak aklından geçmez.
Ama bu sersemce iddiası ve inancı işine yarar!
Çünkü morali bozulduğunda sığınacağı boş üstünlük duygusunu böyle ayakta tutar, vs.
***
Geçenlerde Cumhurbaşkanı'nın 29 Ekim'de açılacak Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nde çekilmiş fotoğraflarına sosyal medyada yapılan yorumları görünce ister istemez yukarıda yazdıklarım aklımdan geçti.
Kimisi "hiç hayatında kitap sayfası açmış mı?" diye soruyordu, bunlardan bazıları öğretmen falandı.
Kimisi, "kitapların arka kapaklarına bile bakmıyordur" diyordu.
"Eline hiç yakışmamış" diyen bile vardı.
Bir sürü zavallı kafa...
Alıp başını gitmiş Erdoğan nefreti