Senin ‘yüz’ünden!
Hani bazen inceden bir kırgınlıkla, bazen dalga geçerek, bazen de hakiki bir kızgınlıkla deriz ya... Senin yüzünden bütün bunlar... Başımıza ne geldiyse, senin yüzünden... Yaptıysam, senin...
Hani bazen inceden bir kırgınlıkla, bazen dalga geçerek, bazen de hakiki bir kızgınlıkla deriz ya...
Senin yüzünden bütün bunlar...
Başımıza ne geldiyse, senin yüzünden...
Yaptıysam, senin yüzünden...
İşte buradaki "yüzünden"de gerçekten bir yüz vardır ve severim bu sözü...
***
Çekmeceleri karıştırıp duruyorum ya...
20 yıl kadar önce yazdığım bir yazımın kupürünü de buldum.
Yukarıdaki satırlar, "Yüzün senin aslında benimdir" başlıklı o yazımdan.
Düşündüm de...
Hâlâ aynı fikirde, aynı histeyim.
Biz, açık ve kapalı yanlarıyla, yüzlerimizden ibaretiz.
Söz verirken birbirimize mesela...
Söze değil, yüzlerimize...