Solun kötülükleriyle yüzleşmek...
Bir büyük yalanı konuşmak zorundayız. Marksist solun şiddetle ilişkisinin "tali" nitelikte olduğu yalanını...Bu yalan yirminci yüzyılın en başarılı kültürel cambazlığıdır. Hâlâ...
Bir büyük yalanı konuşmak zorundayız. Marksist solun şiddetle ilişkisinin "tali" nitelikte olduğu yalanını...
Bu yalan yirminci yüzyılın en başarılı kültürel cambazlığıdır. Hâlâ da etkileri sürüyor.
Yaygınlaşmasında elbette edebiyat ve sanat iktidarlarının büyük vebali vardır ki, ayrıca konuşmak gerek.
Dikkat çekici olan şu... Bir komünist devletin ya da örgütün terörüyle...
Veya solcuların ayrımcılıkları ve zorbalıklarıyla hesaplaşmak zorunda kaldığımızda...
Kafalarının "faşist kafası" olduğunu iddia ediyoruz.
Neden bu kafanın tam da "ultrasol bir kafa" olabileceğini düşünmekten kaçınıyoruz? Ne zaman evirip çevirmeden kötüye kötü, iyiye iyi; sola sol, faşizme faşizm diyeceğiz?