Tamam! Böyle devam edin siz!
Sanıyorsunuz ki, halk kararını sosyal ve asosyal medyaya bakarak veriyor... Sanıyorsunuz ki, dün söylediğinizi bugün inkâr etmenizin; düşmanlarınızla kol kola girişinizin ardında yatan...
Sanıyorsunuz ki, halk kararını sosyal ve asosyal medyaya bakarak veriyor...
Sanıyorsunuz ki, dün söylediğinizi bugün inkâr etmenizin; düşmanlarınızla kol kola girişinizin ardında yatan hainlikleri kimse anlamayacak...
Sanıyorsunuz ki, sınıfsal korku ve sızlanmalarınızı demokratik talep diye yutturacaksınız...
Bir türlü öğrenemiyorsunuz ki, hani hep "kararsız" olmasını hayal ettiğiniz o geniş kitleaslında gündelik hayatta sizinle ilişkisine bakarak çoktan karar veriyor.
Eh, bu yanılgı normal sayılmalı!
İlkokul ezberlerinizi bilgi, diplomalarınızı kültür, hayat tarzınızı politikanın ta kendisi olarak gördüğünüzden, sonunda böyle yanılıyorsunuz.
Oysa meydanların, medyaların ne anlattığı halkın umurunda değil.
Alışveriş yaparken...
Çalıştıran-çalışan ilişkisi içinde...
Sokakta...
Her an, her saat, her gün...
Bütün karşılaşmalarda...
Onlar gözlerinizin içine bakıyor...
Sözlerinizi işitiyor, davranışlarınızı "okuyor" ve en güzel gülümsemelerinizin bile sakladığı o soğuk şiddeti görüyorlar.
Hiçbir tahsilin sizdeki hamlığı ve zalimliği kapatamadığını yaşayıp anlıyorlar.
Bu çok uzun yılların tecrübesi; bir tür "mesafe" bilgisi ve birikimi!