Tartışıp durmak üzerine
Keşke düşünürken geride soru işaretleri bırakmaktan bu kadar ürkmeseydik...Bir meseleyi ele alırken "doğrusu anlamadığım yanlar da var" demekten kaçınma alışkanlığı...
Keşke düşünürken geride soru işaretleri bırakmaktan bu kadar ürkmeseydik...
Bir meseleyi ele alırken "doğrusu anlamadığım yanlar da var" demekten kaçınma alışkanlığı edinmeseydik...
Büyük iddiaların içine küçük (kişisel) itişmeleri dahil etmemeyi bilebilseydik...
Daha açıkçası...
Keşke münazara ve münakaşa yerine müzakere edip (yine de bir noktada buluşulmuyorsa) konuyu kapatıp çekilmeyi içimize sindirebilseydik.
Ama insanız işte..
Bugünün hamuruyla yoğrulmuşuz.
Ve yan yana saf tutmanın değerini bize unutturduklarından beri...
Saflaşıp karşı karşıya gelmeyi marifet sanıyoruz.
Sohbet mi?
Ne fena ki, "geyik" kültürü sohbeti ürkütüp kaçırttı. Şimdi artık hiçbir şey tartışmak kadar heyecanlı gelmiyor.
O yüzden özellikle sosyal medyada konu diye önümüze ne çıkarsa, kanırta kanırta tartışıyoruz.
Diyelim ki öyle!
Madem birbirimizi "boyama"ya çalışmaktan (nakş; münakaşa kök ilişkisi ilginçtir) kendimizi alamıyoruz...